Anafartalar caddesine, konfeksiyonun yeni başladığı 1960 lı yıllarda Bak Gör mağazasından kıyafet (memura taksitli satış yapılırdı), ayakkabı almak için de Güneş Kundura’ya giderdik. Çocukluğumda ve gençliğimde alış veriş yapmak için sıklıkla gittiğim Anafartalar caddesini, bu defa, üzerinde bulunan Birinci Ulusal Mimarlık binalarını (1923-1930 yılları arası) yakından görmek ve fotoğraflamak için gezdim.
Keçeciler ve Balıkpazarı caddeleri (Alper otelin önü Balık pazarıymış) birleştirilerek ve Ulus meydanından Hisarparkı caddesine kadar olan Karaoğlan caddesi de eklenerek, Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1915 yılında, Büyük Anafartalar muharebesindeki zaferi adına, Anafartalar caddesi adıyla, Yukarı Yüz’ü Aşağı Yüz’e bağlayan, Ulus meydanından başlayıp, Samanpazarı’na (meydanı) kadar devam eden 1.5 km. lik bir aks oluşturulmuş.


Osmanlı döneminde Ulus meydanı mezarlık alanıymış. Daha sonra meydana dönüştürüldüğünde, Taşhan meydanı olarak adlandırılmış. 1922 yılında da, Hâkimiyet-i Milliye olarak değiştirilmiş.


Meydanın İstasyon caddesi (şimdi Cumhuriyet caddesi) başında bulunan, önce İttihat Terakki binası, sonra Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi binasında (şimdi Kurtuluş Savaşı müzesi) görev yapan milletvekillerinin bir kısmı, zamanın en iyi oteli olan Taşhan’da kalmışlar. Cumhuriyet döneminde, 1936 yılında Taşhan’ın yerine Sümerbank binası yapılmış.

Meydana bakan binalardan biri de bir dönem Maarif Vekaleti olarak kullanılmış ve 1947 de yanmış Darülmuallimin binasının yerine yapılan Ulus İşhanı’dır. Anafartalar caddesinin girişinin ortasındaki adaya, 1927 yılında, Avusturyalı Heykeltraş Heinrich Krippel’in yaptığı heykellerin bulunduğu Zafer Anıtı (Atatürk heykeli) yerleştirilmiş. Zafer Anıtı, 1959 yılında, kaidesi ile birlikte Ulus İşhanı tarafına kaydırılarak, bugünkü yerine getirildi.


Anafartalar caddesinin girişinde, sol tarafta, Zafer Anıtının karşısında bulunan Sümerbank Genel Müdürlük binası, bugün, Ankara Sosyal bilimler Üniversitesi’nin Siyasal Bilimler Fakültesi olarak kullanılmaktadır.

Hemen üstündeki Şehir Çarşısı (burada Kayseri hanı varmış) ile Zincirli Camii’nin arasında kalıntıları bulunan ve eski Vilayet Binası önüne doğru devam eden antik Roma Yolu (Cardo Maximus-Ana Cadde) yer almaktadır.




Zincirli Camii, 17 yüzyıl yapısıdır. Ankara taşından (andezit) yapılan bir temel üzerine tuğla örülerek inşa edilmiş. Zincirli Camii’nin hemen arkasında, bir cephesi Hükümet caddesinde bulunan bina Milli Emlâk Genel Müdürlüğü’ne aitti. Şimdi Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi tarafından kullanılıyor.



Yine, Anafartalar caddesinin solundan devam edersek, Hükümet caddesinin sol köşesinde şimdi Vakıf Katılım şubesinin yerinde İstanbul Bankasının da bulunduğu çok katlı Ticaret Han binası vardı. 1963 yılında, Ankara semalarında Lübnan Havayolları (Middle East Airlines) ile askeri uçak çarpıştı ve Lübnan uçağının büyük bölümü İstanbul Bankasının bulunduğu binanın köşesine (Ticaret Han) düştü ve yayılan uçak yakıtı, yoldan geçenlerin ve bankanın bitişiğinde bulunan, kanarya gibi kuş satan dükkânların yanmasına neden oldu. Hükümet caddesinin sağ köşesinde, uçağın düştüğü yerin karşısında ise GİMA mağazası bulunuyordu. Şimdi bu köşeden sonra, Hükümet caddesi üzerinde Berlitz oteli görünüyor.

Anafartalar caddesine soldan devam edersek, tescilli olarak, 1. Mimarlık dönemine ait, 1932 yılında inşa edilmiş, Koç ailesine ait Büyük Apartman bulunuyor. Bu bina yapılmadan önce, iş adamı Vehbi Koç, burada bulunan konakta dünyaya gelmiş. Konağın altındaki dört dükkândan birisinde, bakkaliye dükkânında ticaret hayatına atılmış, babası ile birlikte. Daha sonra, konağın yerine Büyük Apartman yapılmış. İş merkezini de Ulus’taki Koç Han’a nakletmişler. Bugün, bu binanın restorasyonu devam ediyor.



Büyük Apartman’ın karşısında ve Ankara Belediyesi’nin arkasında ortadaki avlunun çevresine yapılmış, tek katlı dükkânlardan oluşan Anafartalar Belediye Çarşısı bulunmaktadır. Baharat, tohum, fidan ve yem satıcılarının bulunduğu Belediye çarşısı sırtını Belediye binasına dayamış.


Anafartalar caddesi ile Hisarpark caddesi kavşağında, Anafartalar caddesinin 90 derece döndüğü köşede, U şeklinde Ankara Belediye (Şehremaneti) binası, 1883 yılında yapılmış. Sonradan yapılan restorasyonla bugünkü halini almış. Halen, Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği binası olarak kullanılıyor.



Büyük Apartman’dan sonra, Avizeciler sokağının başında Paket Postanesi (Hacı Bayram Öğrenci Yurdu), yanında da Başbakanlık Basın Yayın Dairesi ya da Matbuat Umum Müdürlüğü yer alıyordu.

1916 yılında, Hisarönü ya da Tahtakale (Taht el Kale) yangını, Anafartalar caddesinin sol tarafını, Denizciler caddesine kadar olan bölümü ciddi şekilde tahrip etmiş. Hemen yanında paralel olarak uzanan Konya sokak ve Çıkrıkçılar yokuşundaki binalar dahil. Kale ile bu bölge arasında bulunan Rum ve Ermenilerin oturduğu mahalleler tamamen yanmış. 1924 yılında başlayan düzenleme çalışmalarının devamında, 1928 yılından itibaren Anafartalar caddesinin sol tarafına yeni yapılar yapılmaya başlanmış. Sol taraftan devam ettiğimizde, Hisarpark caddesi köşesinde, 1925 yılında, Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Celâl Bayar ve Abdülhalik Renda tarafından kurulmuş Memurin Kooperatifi binası varmış. Ancak, caddenin genişletilmesi amacıyla yıkılmış. Şimdi soldaki sıra, tescilsiz bir bina olan Alper otelle başlıyor. Bitişiğindeki sarı renkli bina yine bu döneme ait binalardan birisi. Dört katlı binanın üst kattaki pencereleri kemerli ve Büyükşehir Sosyal Hizmetler Dairesi Giysi Merkezi olarak kullanılıyor. Sonraki bina, Hekimler sokağının köşesindeki Mermercizade İşhanı. Zemin üzerine dört kat inşa edilmiş olan Mermercizade İşhanının cephesinde sivri kemerli pencerelerin önünde juliet (yalancı) balkonlar bulunmaktadır.

Hekimler sokağın diğer köşesinde ise, Ali Bey işhanı yer almakta olup, Anafartalar Aile Sağlığı Merkezi burada hizmet vermektedir. Zemin üzeri dört katlı olan binanın sokak içinde düz, sokak köşesinde yuvarlak olmak üzere iki çıkması vardır. Köşe çıkmasının üstü kubbe ile örtülüdür. Yine cephede juliet balkonlar görülmektedir.

Çıkrıkçılar yokuşunun başına kadar tescilli bina bulunmamaktadır. sağ kolda, Belediye binasından sonra, Şehit Teğmen Kalmaz (Posta) caddesinin köşesine kadar olan iş hanları yakın tarihte yapılan tescilsiz binalardır. Şehit Teğmen Kalmaz (Posta) caddesinin köşesinde Vakıflar İşhanı Kuyumcular çarşısı olarak Ankaralılara hizmet veriyor. Karşı köşede Hanif Han, devamında Anafartalar Apartmanı ve Caferoğlu İşhanı yer alıyor. Zemin üzeri üç katlı yapılan bu binalardan ortada bulunan Anafartalar Apartmanı, tam köşede ve cephesi yuvarlatılmış bir şekilde caddeye bakıyor.

Burası Çıkrıkçılar yokuşunun başladığı kavşak.

Bu kavşakta, yeraltında, duvarları fayanslı ”Asri Helâlar” bulunuyormuş. Anafartalar Apartmanın önünden hafif dönerek devam eden cadde üzerinde, hemen Caferoğlu İşhanı geliyor. Zemin üzeri iki kat olan hanın cephesindeki balkonlar plastik çerçeveli pencerelerle, dairelere katılmış. Bir zamanlar, bu binaların altlarında çorapçı ve kunduracı esnaflarının dükkânları bulunuyordu. Anafartalar caddesi ile Altan sokağın köşesinde, zemin üzeri dört katlı, Macar mimarlar tarafından inşa edilmiş, köşede yuvarlak çıkması olan kubbeli binada Ankara Pasta Salonu bulunuyormuş. Şimdi, altında Altınçerez Kuruyemiş&Kurukahve dükkânı var. Binanın Anafartalar caddesi tarafındaki cephe alınlığında, üzerinde meyveler bulunan ağaç dalları süslemesi var.


Altan sokaktan Tenekeciler sokağa geçiliyor. Bu sokak Sobacılar çarşısı olarak anılmaktadır. Hemen arkasında Suluhan yer alıyor. Anafartalar caddesi 46 no. da bulunan Dodurgalı kuyumcusunun bulunduğu bina, zemin dahil iki katlı. Binanın alın bölümünde, bir sıra mavi renkli ve desenli çinilerle bir hareketlilik yaratılmış.


Hemen yanında Singer Dikiş Makinaları mağazası bulunuyor. Zemin üzeri üç katlı, üçüncü katın bir bölümü teras olan bu bina kırmızı rengi ile dikkati çekiyor. Hemen bitişiğinde, Atatürk’ün Selanik’ten çocukluk ve askeri okul arkadaşı Mehmet Nuri Conker tarafından, 1923 yılında yaptırılan Sakarya Apartmanı, zemin üzeri üç katlı ve simetrik cephe düzenine sahip. En üst katın pencereleri sivri kemerli. Kemerle çatı saçağı arasına stilize bitki desenli, turkuaz renkli çiniler yerleştirilmiş. Diğer kattaki pencereler ince ve uzun. İkinci ve üçüncü katlarda, sağlı sollu birer balkon görülüyor.


Birinci Ulusal Mimarlık dönemi kapsamında olan Sakarya Apartmanının altında, Ankara’nın simgesi sayılabilecek Eyüp Sabri Tuncer Kolonyaları dükkânı var. 1923 yılından beri bu dükkânda, şimdi üçüncü nesille faaliyetine devam etmektedir.



Sakarya apartmanın bitişiğinde 52 no. da Adalet Han bulunuyor. Burası Mustafa Kemal Atatürk’ün özel kalem müdürü Hayati Bey tarafından yaptırılmış. İlk zamanlar adı Hayati Apartmanı olan bu binayı iki avukat satın alarak içini avukat yazıhaneleri haline getirmişler ve Adliye Sarayı’nın karşısında olduğu için de adını Adalet Han olarak değiştirmişler.

Denizciler caddesi kavşağında, Adalet Han’dan sonra, 60 kapı numarasında, Macar mimarların projesi olan, 1941 yılında yapılmış Tuğba çarşısı yer alıyor. Yuvarlatılmış köşesinin üzerine bir soğan kubbe oturtulmuş. Zemin üzeri üç katlı binanın üst katları boş ve bina bakımsız. Zemin katındaki dükkânlarda çeşitli ticari faaliyet devam ediyor.


Çıkrıkçılar yokuşu ile Anafartalar caddesi arasında, Anafartalar 63 no. da Hisarönü yangınında tahrip olmuş Aziz Klemens kilisesinin yıkıntıları duruyor. İçeri girilemiyor. Dışarıdan görüldüğü kadarıyla, moloz taş ve tuğla kullanılarak 6. veya 7. yüzyılda inşa edilmiş. Kiliseye adı verilen Aziz Klemens, M.S. 283 yılında Ankara’da dünyaya gelmiş. Ankara piskoposu olarak nitelendiriliyor. Hristiyanlığın yayılması için faaliyette bulunmuş. Roma döneminde 303 yılında, 20 yaşında iken öldürülmüş. Sonrasında Ortodoks Kilisesi, onu aziz ilan etmiş. Anafartalar caddesinin Çıkrıkçılar kavşağından sonraki sol tarafında Eski Adliye Sarayı binası yer alıyor. Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu’nun projelendirdiği bina, bağımsız bir yapı. Zemin dahil üç katlı. Öne doğru, ortadaki daha geniş olmak üzere üç çıkması var. Giriş kapısı ortadaki çıkmaya yerleştirilmiş. Kaidesi, Ankara taşından ve bu taş örgü kemerli kapının çevresinde de devam ediyor. Binanın pencereleri uzun dikdörtgen biçiminde olup, zemin kat ve üçüncü katın pencereleri kemerle çevrilmiş. Üçüncü kat pencereleri ile çatı saçağı arasındaki bölüm, Sakarya Apartmanında olduğu gibi turkuaz çinilerle bezenmiş. Adliye’nin, 1989 yılında, buradan Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nin karşısındaki yeni yerine taşınmasından sonra, bu bina Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü olarak kullanılmaktadır.




Anafartalar caddesinin Denizciler caddesi ile kesiştiği köşede, Macar mimarların projelendirdiği, dört katlı Gülhane iş hanı yer alıyor. Kavşağa bakan cephesinde, üçüncü ve dördüncü katlarda birer balkon görülüyor. Üçüncü kattaki balkon kapısı kemerli. Dördüncü katın balkonu tümüyle kemerli. Anafartalar caddesine bakan cephede üçüncü katın pencereleri basık, dördüncü katın pencereleri sivri kemerle kapatılmış. Yine bu cephede binanın yarısına denk gelecek şekilde beşinci kat bulunuyor. Bu katın diğer yarısı teras olarak düzenlenmiş. Bina bakımsız ve yer yer sıva döküntüleri var. Kavşağa bakan cephenin alın kısmında dökülen sıvanın altındaki mavi renkli çiniler açığa çıkmış. Denizciler caddesine bakan cephede, üçüncü ve dördüncü katlarda çıkma yapılarak bir hareket kazandırılmış. Bir dönem, Büyük Otel adıyla hizmet vermiş. Bugün, iş hanı olarak kullanılıyor. M. Recai Boyacıoğlu tarafında açılmış olan Boğaziçi lokantası, 1956 yılından beri, binanın Denizciler tarafında hizmet vermektedir.



Anafartalar caddesinin sol tarafında, Mimar Mukbil Kemal Taş tarafından 1924 yılında projelendirilen ve Birinci Ulusal Mimarlık kapsamında değerlendirilen Gazi ve Latife Hanım ilkokulları yer almaktadır. İkiz okullar olarak da adlandırılan bu okullar, sonradan ortaokula dönüştürülmüş ve Atatürk ortaokulu adı verilmiş. Bugün, Atatürk ortaokulu yerine, İlk Meclis Anadolu İmam Hatip lisesi olarak kullanılmaktadır. Binalar simetrik olup, sağ ve sol kanatlarının ön ve arkada çıkmaları vardır. Pencereleri dikdörtgen formda olup, kemerlidir. Geniş çatı saçakları, bina gövdesine tutturulmuş demir payandalarla desteklenmektedir. Okul binaları cadde seviyesinden yukarıda bulunmaktadır. Cadde seviyesinde bulunan dükkânlar, Özel idare tarafından yapılmış olup, kemerli bir cepheye sahiptir.

Okulların karşısında, cephesinde yuvarlak balkonları olan kırmızı renkli bina yeni olup, geçmişte burada Sus sineması varmış. Sol alt köşede Mehmet Akif Ersoy’un resmi ile birlikte Sebîlülreşad yazılı tabela bulunuyor. Sebilülreşad dergisi İslami düşünceyi yaymak üzere, 1908 yılında Mehmet Akif’in desteği ve başmuharrirliği ile yayın hayatına başlamış.

Hemen yanındaki zemin üzeri dört katlı bina I. Vakıf (Evkaf) Apartmanı. II.si Gençlik Parkı’nın karşısında bulunuyor. Mimar Kemaleddin Bey tarafından tasarlanmış. Her iki binada da görülen, köşelerde yuvarlatılmış balkonlar tipik özelliğidir. Ankara’ya gelen devlet memurlarının kalacak yer sorununa çözüm amacıyla yapılmış. Anafartalar’daki bu binada, 1945 yılında işlenen cinayet Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’ın intiharına ve Genelkurmay Başkanı Kâzım Orbay’ın da istifasına neden olmuş. Bugün bu bina, Ankara Valiliği Aile ve Sosyal Hizmetler binası olarak kullanılıyor.




Sonraki bina Çocuk Esirgeme Kurumu’nun binası. Kurtuluş Savaşı döneminde kimsesiz kalan çocuklar için, 1921 yılında kurulan Himaye-i Etfal Cemiyeti daha sonra bir devlet kurumu haline getirilmiş ve adı Çocuk Esirgeme Kurumu’na dönüştürülmüş. Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu’nun projelendirdiği bina iki katlı olup, ilk yapılana eklemelerle uzatılmış. Zemin katında dükkânlar bulunan binanın üst katındaki pencereler kemerlidir. Binanın iki giriş kapısı var. Ana giriş kapısı, çıkma şeklinde düzenlenmiş. Soldaki kapı kemerli olup, bina gövdesi içinde yer almaktadır.



Anafartalar caddesinin sol tarafında 95 kapı no.da 1927 yılına kadar 2. İstiklal Mahkemesi binası olarak kullanılmış eski bir Ankara evi bulunuyor. İki katlı olan binanın zemin katı taş örgülü, üst katı bağdadi gibi duruyor. Zemin katta bulunan üç kemerli kapının aralarına dikdörtgen formda kemerli pencereler yerleştirilmiş. Pencerelerin üzerine gelen bölümde de ferforje demirle kapatılmış üç oval pencere bulunuyor. Üst katta, orta katın hemen üstünde bir çıkma ve çıkmanın cephesine de üstü kemerli, juliet (yalancı) balkon yerleştirilmiş. Üst katta, dikdörtgen biçiminde giyotin pencerelerle de gün ışığının içeri girmesi sağlanmış. Yapılan restorasyon çalışması sonrasında, bu eski Ankara evi binası Ankara Üniversitesi Ankara Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak kullanılıyor.



Devamında Ulucanlar caddesinin köşesinde Kurşunlu Camii yer alıyor. 16. yüzyılda yapılmış olan kare kesitli caminin kubbesi önceden kurşunla örtülü olduğu için, adına Kurşunlu camii denilmiş. Kesme taşlı bir temel üzerine, moloz taşların arasına üç sıra yassı tuğlalar (hatıl) örülerek inşa edilmiş. Tuğladan kemerli pencerelere sahip. Caminin kuzey tarafına, yine moloz taşlar ve tuğla hatıllar devam ettirilerek kiremit çatılı bir bina eklenmiş.

Caminin karşısında bulunan, dışı Ankara taşı ile kaplamalı olan PTT binası, yanındaki iki bina da Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilmektedir. Bu grubun üst yanında da, alışveriş yaptığımız üç katlı Bak Gör mağazası bulunuyordu.

Ankara’nın Yukarı Yüz’ünde bazı sokaklar ve alanlar, aynı işi yapan esnafın bir arada olduğu pazar yerleri oluşmuş. Atpazarı, Koyunpazarı, Samanpazarı, Bakırcılar arastası, Çıkrıkçılar yokuşu, Keçeciler sokağı, Odunpazarı, Ekinpazarı, Hasırcılar gibi. Bunlardan Anafartalar caddesinin sonunda bulunan Samanpazarı, 1935-1940 yılları arasında yapılan kamulaştırmalarla, bir meydan haline getirilmiş. Talat Paşa Bulvarına bakan tarafına da Esen Park adıyla bir park düzenlemesi yapılmış. 1985 yılında yapılan Altındağ Belediyesi’nin binası yıkılıp, yerine yeni düzenlenme yapılmaya çalışılan bu bölümde, Altındağ Belediyesi binasından önce, Esen Park Aile Gazinosu bulunuyordu. Bu gazinoda, Türk Sanat Müziği’nin değerli sanatçıları sahne alırdı.
Anafartalar caddesine çıkan yan sokaklarda da konut ve iş yeri olarak yapılmış, Birinci Ulusal Mimarlık dönemine ait çok sayıda binalar var.





Ayrıca, Sümerbank binasının arkasındaki Hükümet meydanında, şimdi Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinin kullandığı önce Başbakanlık, sonra Maliye Bakanlığı binası, Vilayet (Ankara Valiliği) binası, Milli Emlâk Genel Müdürlüğü binası da aynı dönemin binalarından.




Hükümet meydanının ortasında bir havuz ve hemen kenarında Julianus (Belkıs) sütunu yer alıyor. Bu meydanda, Roma Yolu (Cardo Maximus) Vilayet binası ve Çankırı caddesinin altından Roma Hamamı’na kadar devam etmektedir.




Ulus işhanının arkasında Atatürk Bulvarına (eski Bankalar caddesi) açılan Yurt sokak üzerinde İstanbul oteli ve altında İstanbul pastanesi bulunuyordu. Pastane bölümü, sonradan, duş kabinli hamama çevrildi. Uzun yıllar bu haliyle hizmet veren bina, şimdi T.C. Merkez Bankası’nın ek binası olarak kullanılıyor.

Alman Mimar Herman Jansen’in 1928-1932 yılları arasında hazırladığı Nazım Planla, Eskişehir olarak adlandırılabilecek Kale ve Kale’nin Ulus meydanına kadar olan çevresine (Yukarı Yüz ve Aşağı Yüz), Yenişehir adıyla Ankara’nın güneyine doğru bir ekleme yapılmış. Mevcut yönetim, bu planın dışında hareket ederek, Anafartalar caddesi bir omurga olacak şekilde Eskişehir’i düzenlemiş. Yenişehir, fiziken oluşuncaya kadar ( 1950 ve sonrası), Başbakanlığın ve diğer kamu kuruluşlarının Yenişehir’e taşınmaları sonrasında, özellikle Ulus’tan Adliye binasına kadar olan insanların piyasa yaptığı bölümdeki ticari canlılık yavaş yavaş kaybolmaya başladı. Bu caddedeki doktor muayenehaneleri, avukat yazıhaneleri de birer birer buradan ayrıldılar. Buradaki mağazaların bir bölümü tam ayrılmasalar bile, Yenişehir’de birer şubelerini açtılar. Diğer bölüm ise, Yenişehir’e (Kızılay) taşındılar.
Yenişehir ve Batıkent uygulamaları ile yaratılan yeni ticari merkezlere karşın, Anafartalar caddesinde, gün içinde bir canlılık var. Bu canlılık içinde, ayakta kalmış, Birinci Ulusal Mimarlık dönemi binalarını görmek ve Cumhuriyetin ilk yıllarındaki havayı hissederek gezmek de büyük bir keyif. Keyifle gezmenizi diliyorum.
Bir başka yazımda buluşmak üzere, esen kalın sevgili dostlar.
GÖRSELLER: https://photos.app.goo.gl/QSt2ghTbHWFChDea9
Harika,emeğinize sağlık.Hatıralarımı canlandırdınız.Bir şey bu kadar teferruatlı anlatılamaz… Teşekkürler…
BeğenLiked by 1 kişi
Rica ederim. Sağ olun. Selamlar.
BeğenBeğen
Merhaba Sevgili Danyal Bey, Anafartalar Caddesi, üzerindeki mimari kültürel miras, her bir binanın teknik özellikleri, yapanları ve sosyal yaşam öykülerini içeren, harika fotoğraflarla belgelediğiniz yazınızı büyük bir zevkle, aynı zamanda hüzünle okudum. Gerçekte ne zamandan beri insanlara yuva olduğu tam tespit edilemeyen, ancak binlerce yıldan beri olduğu kabul edilen Ankara iyi ki Cumhuriyetimizin de başkenti yapılmış! Türkiye’mizin kalbi olan Ankara’yı hem siyasi hem de kültür başkentine dönüştüren Atatürk’e daima minnet ve sonsuz saygılarımı sunuyorum. Ayak izlerinize kattığınız kültürel izleri ve tarihi değerleri kayıt altına almanız çok önemli, kendi adıma çok tebrik ve teşekkür ederim. Yazılarınızı keyifle takip ediyorum. Sevgi ve saygılarımla, Nazife Gülgen
BeğenLiked by 1 kişi
Çok teşekkür ederim, güzel sözleriniz için Nazife Hanım. Gezmeye, fotoğraflamaya ve yazmaya devam. Selam ve sevgilerimle.
BeğenBeğen