Lucien Arcas, Marsilya kökenli Levanten bir aileden. İzmir doğumlu ve İzmir’de bulunan Arkas Holdingin yöneticisi. Sanata olan düşkünlüğü, onu koleksiyonerliğe yönlendirmiş. Halen Arkas koleksiyonu, İzmir’de dört ayrı mekânda sergileniyor. Arkas Sanat Merkezi (2011), Arkas Deniz Tarihi Merkezi (2012), Arkas Sanat Urla (2020), Arkas Sanat Bornova Mattheys Köşkü (2023). Bunlardan Arkas Sanat Urla’yı, Temmuz ayı içinde gezmeye ve fotoğraflamaya fırsatım oldu.

Urla’daki Arkas Sanat binası, Artı3 Mimarlık tarafından ”Peripteros tipinde” tasarlanmış. Dikdörtgen şeklindeki binanın kısa kenarları 6 sütunla, ön taraftaki uzun kenarı da 21 sütunla çevrelenmiş. İki kapalı blok arasındaki orta bölüme yani bir anlamda Naos ya da Cella bölümüne Cam Galeri yerleştirilmiş.

Binada, tapınaklardaki gibi üçgen bir alınlık bulunmuyor. Büyük bir bahçenin ön kısmında bulunan binanın girişine, geniş merdivenlerle ulaşılabilse de, kottan faydalanılarak binanın yarısına kadar yapılan bodrum katının girişi ziyaretçilerin kabul edildiği yer.

Görevlinin bulunduğu küçük odadan ana salona giriliyor. Bu salonda, 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başı bazı Avrupa resim ve heykel sanatçılarının eserleri sergilenmektedir. Koleksiyon, çoğunlukla Fransız ressamlarının eserlerinde dan oluşuyor. Bunlardan Henri Edmond Cross, Jean Metzinger, Achille Lauge, Maxmillien Luce, Henri Eugene Augustine Yeni İzlenimcilik (Yeni ya da Post Empresyonizm) akımının temsilcilerinden.

Henri Lebasque de Yeni İzlenimcilik akımından. Salonda nü resimleri sergileniyor. Albert Marquet ve Louis Valtat ise Fovist akımının temsilcileri. Parlak renkleri özgürce ve vahşice kullanmışlar.

Felix Edouard Vallotton Gerçekçi (Realistic) resimler yapmış. Koleksiyondaki ”Mandalina ve Muz Sepeti” buna bir örnek. Maurice Utrillo, kent manzaralarını özellikle de Paris’teki Montmartre sokağının resimlerini yapmış.

Kübist Andre Lohte’den de bir tablo salonun duvarını süslüyor. Belçikalı ressam Leon De Smet’e ait üç tablo ağaçlar üzerine. Pablo Picasso ile birlikte ”Kübizm” akımını başlatan Georges Braque, üç resmi ile temsil ediliyor.

Bu ressamların yanı sıra Andre Derain, Raoul Dufy, Camille Claudel, Maurice de Vlaminck, Henri Martin, Gustave Loiseau ve Emilio Claus gibi bir çok ressamın resimleri de Arkas Sanat Urla’nın duvarlarında.

Bu salonda August Rodin, Aristide Maillol, Katarina Vandekerkhove ve diğer heykeltraşların küçük ölçekteki röprodüksiyonları, salonun çeşitli bölümlerinde kaideler üzerinde yerlerini almış.

Üst kata bir merdivenle ulaşılıyor. Merdiven sahanlığında bir Türk halısı ile bir Rönesans halısı karşılıyor, gelen ziyaretçileri. Merdiven sahanlığından ana salona geçiliyor. Ana salonun duvarlarında da Türk ve Rönesans halılarından örnekler var. Avrupa hanedanlarına ait. 16. ve 17. yüzyılda kullanılan zırhlar, miğferler, mızraklar ve silahlar da sergileniyor, bu salonda.

Bir sonraki bölüm iki blok arasına yerleştirilmiş Cam Galeri. Tapınaklarda kutsal odaya karşılık gelen ”Cella” ya benzetilmesi, Roma imparatorluğu ile ilgili objeler yerleştirilmiş olması nedeniyle, yanlış olmayacaktır. Cam Galerinin ortasında Efes Artemis Tapınağı, Didim Apollon Tapınağı ve Halikarnas Mozolesi’nin küçültülmüş replikaları yerleştirilmiş. Tapınakların çevresine de, Roma’ya hükmetmiş Julius Caesar’dan başlayıp Constantine’de sonlanan yirmi Roma imparatorunun büstleri mermer kaidelerin üzerinde sıralanmış.

Cam Galeri’den sonraki blok kapalı. Arkas Sanat binasının arkasında, bahçenin devamında Lucien Arcas’ın evi bulunuyor. Bahçenin bu bölümü açık hava müzesi gibi heykellerle donatılmış. Buradaki heykelleri uzaktan fotoğraflamaya çalıştım.

Görülmesi gereken bir sanat merkezi, Arkas Sanat Urla. Bir başka yazımda tekrar buluşmak üzere, esen kalın sevgili dostlar.

Görseller: https://photos.app.goo.gl/jDTdTZe2qkTcTTkM8