AUGUSTUS TAPINAĞI YA DA OGÜST MABEDİ, ANKARA

1957-1958-1959 yıllarıydı. Hacı Bayram camisinin kuzeyindeki Ocak sokakta iki yakınımız bulunuyordu. Biri, Ankara kalesinin dış surları üzerine yapılmış, iki göz oda bir evde oturuyordu. Diğeri, Vehbi Koç’un kız kardeşinin konağının bir bölümünde kiracıydı. Hafta sonları Yenimahalle’den çıkar, Ulus meydanını ve Julianus sütununu geçip Defterdarlık (şimdi değil) binasının önünden sola sapar ve Ocak sokağa girerdik. Bu gidiş ve gelişlerde İsmetpaşa mahallesinin bu bölümü çocuklarıyla arkadaş olmuştum. Mahallenin çocuklarıyla Hacı Bayram camisinin giriş tarafındaki avluda top oynardık. Kale, şadırvan tarafında olurdu. Top, oyun sırasında şadırvanı aşar, yıkık duvardan harabe halindeki taş binanın içine kaçardı. Topu almak için aynı yerden içeri girerdik. Duvarlarında anlamadığım şekilde yazılar vardı. Harabeliğine anlam veremezdim. İçi, tepe biçiminde toprakla örtülüydü, üstünde ot, diken ve çalılar vardı. İlkokul’da Coğrafya dersinde Ankara konusu işlenirken, bu binanın bir Roma tapınağı olduğunu, o günkü ifadeyle Ogüst mabedi olduğunu öğrendim.

Ankara tarih sahnesine, M.Ö. 8. yüzyılda Frig döneminde çıkmış. Roma’nın Galatia eyaletinde, merkezi Ulus bölgesi olan bir kent, Ankara. Roma dönemine ait çok az sayıda yapı ortada. Antik Ankara’nın üstü bugünkü yapılarla örtülmüş. İş Bankası’nın inşası sırasında anıtsal bir çeşmenin (nymphaeum) temelleri bulunmuş. Bugün, Roma (Caracalla) hamamı ya da büyük hamam, Çankırı caddesinin batısında YIBA çarşısının yanı başında bulunuyor. Yine burada kalıntıları bulunan sütunlu caddenin, Çankırı caddesinin altından geçip Çiçek sokak üzerinden güneye, yani Ulus tarafına uzandığı tahmin ediliyor. Kuzey-güney istikametinde uzanan ana cadde’nin (cardo maximus) küçük bir bölümü, Zincirli camii ile Şehir çarşısı arasında ortaya çıkarıldı. Hatip çayına Bent deresi adını veren bent, Roma dönemi eseri. Yine bu bölgede tali bir caddenin olduğu bilinmekte. Radyo Evi ve Olgunlaşma Enstitüsü arasında bir başka caddenin izlerine rastlanılmış. Büyük (Roma) hamamın güneyinde Fuat Börekçi caddesindeki küçük hamam, bir iş hanının ve orta büyüklükteki hamam da, Ulus İş Hanının altında yer alıyormuş. Başbakanlık Basımevi’nin altında sur kalıntıları (M.S. 3. yüzyıla ait) bulunmuş. Julianus (Belkıs) sütunu, bulunduğu yerden Hükümet meydanına (Vilayet önü) taşınmış. Antik tiyatro binası, Ankara kalesinin Bent deresi yönünde, kuzeybatı yamacında yer alıyor. Hacı Bayram camiinin bitişiğindeki Augustus tapınağının (Ogüst mabedi) güney duvarında bulunan Rahipler listesi yazıtında da agonistik yani dövüşme tarzındaki spor yarışmalarının yapıldığı bir Stadion’dan (bir ucu açık stadyum) bahsediliyor. Kentin çeperinde, nekropollere (mezarlık alanları) de rastlanılmıştır. Bu alanlar; Ankara Garı ve Maltepe arası, Anıtkabir’in bulunduğu bölge, Balgat ve A.Ü. Ziraat Fakültesi binalarının önü. Bu eserlerle Galatia eyaletinin başkenti Ankara, Roma kentiyle boy ölçüşebilecek durumda. Bu eserlerden Augustus tapınağının bir bölümü halen ayakta.

ANKARA’DA ROMA DÖNEMİ YAPILARI (GRAVÜR TEKNİĞİ İLE ÖLÇEKSİZ OLARAK YUNUS YILDIZ TARAFINDAN YAPILMIŞ)

Augustus, Jül Sezar’ın (Julius Caesar) yeğeni ve evlatlığı. Bir diğer adı da Gaius Julius Caesar Octavianus. Cumhuriyet döneminin ikinci triumvirlik (üçlü yönetim) üyesi iken Actium savaşında Marcus Antonius’u yenmiş, konsüllerin güçlerini ele geçirerek sürekli kendini seçtirmiş ve Roma’nın ilk imparatoru olmuş. M.Ö.27-M.S.14 yılları arasında hüküm sürmüş. Sınırlardaki küçük olayları saymaz isek, tampon devlet yönetim politikası ile kendisinden sonraki dönemler üzerinde de etkili olmuş ve Roma 200 yıllık bir barış dönemi (Pax Augustus) yaşamış.

Ölümünden sonra Roma, kendisini tanrı ilan etmiş. Hayatta iken ve ölümünden sonra, adına tapınaklar yapılmış. Bilinen tapınaklar; Hırvatistan’ın Pula, Fransa’nın Vienne, Türkiye’nin Yalvaç (Pisidia Antiokhia antik kenti) ve Ankara kentlerinde bulunuyor.

Ankara’daki Augustus tapınağı, Hacı Bayram camiinin bitişiğinde bulunmaktadır. M.Ö. 25-20 yılları arasında son Galat kralı Amintas’ın kızı Pilamenes tarafından, Roma’ya bağlılığının bir göstergesi ve biraz da para yardımı alabilmek için, yaptırılmış. Ancak, yapımına katkıda bulunan kent varsılları da varmış. Genelde bu tip yapılara katkıda bulunanların adları, binanın bir köşesine yazılırken, Augustus tapınağında böyle bir isim listesi yok. Zamanla bu isim listesinin silindiği düşünülüyor. Temel kazılarında Friglere ait izlere ve seramiklere rastlanmış. Bu izlerden, Frig dönemine ait Kibele’ye (Magna Mater) ve Men’e adanmış bir tapınağın ve kutsal bir alanın , burada bulunduğu düşünülmekte. İşte bu kutsal alanın üzerine inşa edilmiş, Augustus tapınağı. Kuzeydoğu-güneybatı yönünde ve dikdörtgen planlı. Uzun kenarlarda 15 er, kısa kenarlarda 6 şar sütun yeri tespit edilmiş. Bunlar, tapınağın çatısını taşıyan sütunlar. Bunlardan ayrı, bina giriş kapısında 4 ve arka cephesinde de 2 sütun yeri bulunmuş. Doğu Roma (Bizans) imparatorluğu döneminde yan duvarlara pencereler açılmış, kuzeydoğu tarafına kırmızı tuğlalardan ilave yapılmış ve bir kiliseye dönüştürülmüş.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde Ankara’ya gelen diplomat Ogier Gishelin de Busbecg, bina içinde imamlar için oda yapılmış olduğunu, kayıtlarında bahsetmiş. Yine bu kayıtlara göre; yarısı bir tarafta, yarısı diğer taraftaki yan duvarlar üzerinde, İmparator Augustus’un başarılarını anlatan metinler bulunuyormuş. Üst satırlar net bir şekilde okunurken, duvarın orta kısmındaki satırlarda yıpranmaların görüldüğü ve alt bölümlerin tamamen silindiği, Busbecg’in kayıtları arasında. Roma tarihi açısından büyük bir öneme sahip bu yazıta Res Gestae Divi Augusti adı veriliyor. Kutsal odanın (cella) güneybatı dış duvarlarına da Yunanca çevirisi kazınmış. İmparator Augustus; M.S. 14 te, ölmeden önce, 3 ya da 4 parşömen rulo halinde yazılmış ve mühürlenmiş vasiyetnamesini Roma’daki Vesta tapınağına bırakmış. 35 maddeden oluşan vasiyetnamede, Tanrısal Augustus’un dünyayı Roma egemenliği altına alırken başardıkları, devlet, emekli askerler ve Roma halkı için yaptığı harcamaların yanı sıra gelecek yönetimler için de kurduğu devlet sistemi anlatılmaktadır.

Augustus, bu vasiyetinin anıt mezarı önünde bulunan iki sütun üzerine, bronz tabletlere yazılı olarak asılmasını istemiş. Augustus sonrası, bu vasiyetnamenin (Res Gestae Divi Augusti) kopyaları imparatorluğun çeşitli bölge ve eyaletlerine gönderilmiş. Bölge ve eyalet yöneticileri de tapınak duvarlarına bu vasiyetnameyi kazıtmışlar. Anadolu’da Pisidia Antiokheia (Pisidia Antakyası) antik kentindeki Augustus tapınak duvarlarına da işlenmiş. Ancak bu tapınağın duvarları yıkılmış, sadece kutsal odası (cella) duruyor.

PİSİDİ ANTİOKHEİA ANTİK KENTİNDEKİ AUGUSTUS TAPINAĞININ KÜLT HEYKELİN BULUNDUĞU KUTSAL ODASI (CELLA)

Halen, bu vasiyetnamenin eksiksiz tek kopyası, Ankara’daki Augustus tapınağının duvarlarında. Bu nedenle de Ankara anıtı (Monumentum Ancyra) olarak da adlandırılıyor. Tapınağın Hacı Bayram camisi tarafındaki duvarında silik de olsa vasiyetname görülüyor.

DUVARIN ALT BÖLÜMÜNDEKİ FRİZ ÜZERİNDE, SİLİK DE OLSA, VASİYETNAMENİN BİR BÖLÜMÜ

Bu tapınak önemli bir miras. Roma yapılarının önemli bir bölümü kentin altında. Bu nedenle, Augustus tapınağı mutlak surette koruma altına alınmalı.

Bir başka yazımda buluşmak üzere, esen kalın dostlar.

GÖRSELLER: https://photos.app.goo.gl/wcnxtHRzUyjyUJFQ8

4 comments

  1. Sevgili Danyal dost, Ankaramızın tanıtımına katkın için teşekkürler. İzninle birkaç düzeltme yapmak istiyorum. Ankara, Roma eyaleti olmasından önce, güneydoğu Fransa kökenli Galya kabileleri tarafından Mö 278-277’de kurulan Galat Krallığı’nın başkenti olmuştur. August tapınağını yaptıran son Galat Kralı’nın kızı değil oğlu Pylaemenes’tir (Erzen, 1956, İlkçağda Ankara). August Tapınağı öncesinde aynı yerde bulunan tapınak Friglere ait değildir. Senin de koyduğun fotoğrafta görülen temel duvarı, olasılıkla MÖ 183-166 yılları arasında yani Galatlar döneminde yapılmış bir tapınağa aittir (Schede, 1936, Ankarada Augustus ve Roma Mabedi). Bu tapınağın Anadolu’nun ana tanrıçası Kibele ve ay tanrısı Men adına yapıldığı Anadolu Medeniyetleri Müzesi alt katında sergilenmekte olan Çağlar Boyu Ankara sergisindeki bir parada görülür.

    Liked by 1 kişi

    • Teşekkür ederim, Vedat Bey. Fotoğrafta görülen temel duvarı değil, temelde 6.86 m. derinliğe inilmiş ve Frig izlerine rastlanmış (Roma Döneminde Ankyra, 2018 YKY Yayınları). Yazımda, Galatlardan ve Galatia’dan bahsediyorum. Vikipedia, Pilamenes’i son Galat kralının kızı olarak vermiş. Zaten siz de, Kibele ve Men (ay tanrısı) adına yapıldığını (para üzerinde) söylüyorsunuz.. Yorumunuz için tekrar teşekkür ederim. Selamlar.

      Beğen

danyalasik için bir cevap yazın Cevabı iptal et