Gezmeye başlayanlar, genel olarak, magnetlere de ilgi gösterir ve satın alırlar. Bir anıdır, yapılan geziden. Ya da, eşe dosta alınan küçük bir hediyedir. Magnet kelimesi, aslında mıknatıs anlamına gelmektedir. Söz konusu magnetlerin arkasında küçük bir mıknatıs parçası bulunur. Bu nedenle magnet olarak adlandırılırlar. Magnetler, genelde buzdolabı kapağına (metal yüzeye), bu küçük mıknatıs parçası yardımıyla tutturulur.

Magnet üretimi, çok özel bir konudur. Genelde ülke ve kentler için üretilmektedir. Küçük bir yüzeyde, ülkenin ya da kentin özelliklerini yansıtan anıtsal yapıların (landmark) silüetlerinin tasarlanması ve işlenmesi, bir anlamda sanattır. Seramik çalışmalarla birlikte, uygun yüzeylere desen ve fotoğraf baskı da yapılmaktadır. Tabii her alanda olduğu gibi, iyileri de vardır, kötüleri de. Bazılarının üzerine fotoğraf, bazılarının üzerine sözcükler ve dizeler yerleştirilir. Yüksük, kalem, shot bardağı (shotglass) ve duvar saati şeklinde üretilenler de var. Bir de o ülkenin ya da yörenin, ulusal kıyafetli insanları da magnet üretimine konu olmaktadır. Ayrıca, üniversite, firma, dernek, kulüp gibi sivil toplum kuruluşları da amblemlerini magnet üzerine işletmektedirler. Futbol kulüpleri, taraftarları için üzerinde kulüp amblemi olan magnetleri de satmaya başladılar. Bir de fonksiyonel olanları vardır. Daha önce belirttiğim kalemin yanı sıra tirbuşon, şişe açacağı da magnet olarak üretilmektedir. Buzdolabının kapağına konmaları, süs ögesinin yanı sıra fonksiyonlarını da ön plana çıkarır. Seramik, porselen, metal, plastik, ahşap, cam gibi malzemeler kullanılmaktadır, magnet imalatında. Son zamanlarda; market, restoran, pizzacılar, taksi durakları vs. gibi ürün ve hizmet satıcıları da, kartvizit gibi, üzerinde adres ve tlf. no. ları bulunan magnetleri müşterilerine vermektedirler. Bu alanda farklı koleksiyonerler de oluşmuştur. Sadece shot bardağı, ya da yüksük (dikiş yüzüğü) veya bebek biriktirenler de vardır.

Benim tercihim seramik yönünde ve anıtsal binaları içeren, ülke ve kent magnetleridir. Ama, bir kaç bebek, bir kaç shot bardağı da var, biriktirdiklerimin arasında. Aralarında, az da olsa metal, plastik, ahşap olanları da var. Ülkelere göre, bazen istenilen malzeme ve tarzda magnet bulamayabiliyor, bulduğumla yetiniyorum. Bir de adı pek konmasa bile, magnet kardeşliği denilebilecek bir durum var. Magnet toplayanlar, birbirleri için magnet satın alıyorlar. Bana da bu kapsamda, gitmediğim bazı ülkelerin magnetleri hediye edildi. Böylece koleksiyonum zenginleşmeye başladı. Magnetlerimi, herkesin yaptığı gibi, buzdolabının kapağında sergilerken, mıknatısın buzdolabı kapağını çizdiğini farkettim. Çünkü her zaman düzgün mıknatıs kullanılmıyor ve buzdolabı temizliği sırasında yerlerinden çıkarılmaları çizilmeye neden oluyor. Bu nedenle mutfak davlumbazcısından aldığım mat sac levhanın çevresine mutfak dolap kapaklarıyla uyumlu renkte ahşap çerçeve geçirttim. Bundan iki tanesi mutfağımın duvarında asılı duruyor. Alanları, tüm magnetlerimi almaya yetmediği için, zaman zaman kapalı yerde duran magnetlerimle değiştirerek, sergiliyorum. Ülke ve kentlerle (yurtdışı) ilgili, toplam 250 den fazla magnetim bulunuyor.

Covid19 pandemisi (dünya salgını) boyunca, bir yıldır, hiç bir gezim olmadı ve magnet sayısı da artmadı. Bu ne kadar sürecek bilmiyorum. Umarım, pandemi yavaşlar, ben de görmediğim ülke ve kentlere gider, oralardan magnet almaya ve koleksiyonumu büyütmeye devam ederim.

Bir başka yazımda buluşuncaya kadar, hoşça kalın.