TABGHA, İSRAİL

İsrail gezimin Kudüs ve güneyi bölgesini tamamladım. En güneyde, Lut gölü (Ölü Deniz) kenarında bulunan ve Roma’ya karşı direnişin son kalesi olan Masada’yı gezdikten sonra, ertesi günü grup olarak, Kudüs’ten kuzeye Taberiye gölünün (Tiberius ya da Galile denizi) bulunduğu bölgeye hareket ettik.

poi-web
HZ. İSA’NIN NASIRA’DAN (NAZARETH) TABGHA’YA YOLCULUĞU

Programımızda olmamasına rağmen, Megiddo vadisine giriş yaptığımız yerden, Megiddo kasabasına saptık, Roma harabelerine kadar gittik ve araçla turlayarak geri döndük. Gruptaki diğer arkadaşları bilmem ama, burası benim için çok önemliydi. Biraz da benim ısrarım üzerine yoldan sapıldı ve bu tur atıldı. Megiddo kasabası ve Roma harabelerinden kuzeye, neredeyse Nasıra (Nazareth, Hz. İsa’nın Betlehem dışında burada doğduğu da iddia edilir) kentine kadar uzanan bir düzlük, bir ova, Megiddo vadisi.

General Allenby komutasındaki motorize piyade birlikleri ve uçakların olduğu İngiliz ordusu, General Falkenheim’ın komutasındaki 4., 7., ve 8. ordulardan oluşan Osmanlı birliklerini, Eylül 1918 de (Birinci Dünya Savaşı), işte bu Megiddo vadisinde yenmiş, 4. ve 8. ordular tamamen yok edilmişti. Vadiden geçerken, bu güzelim topraklar için Anadolu denilen ananın, kendi bağrını ihmal ederek varlıklarını buraya akıtmış, evlatlarını burada kaybetmiş olduğunu düşündüm. Ne büyük bir kayıptı, yüreğim sızladı. 7. ordunun komutanı Mustafa Kemal (Atatürk), Şam ve Halep’te çarpışarak geriye çekildi, Kilis’te bir hat oluşturdu (bugün ki Suriye sınırımız) ve İngilizleri Anadolu içlerine sokmadı.

Yeni Ahit’in (İncil) Yuhanna’nın (St. John) Vahiyleri bölümünde; dünya üzerinde iyilerle kötüler arasında bir savaş olacağını ve bu savaşın Yahudi dilinde Armageddon denilen yerde olacağını, iyilerin kazanacağını, Kuzu’nun (Hz. İsa) Kudüs’e gireceğini ve dünya üzerinde sonsuz barış yaşanacağını ifade ediyor. Yeni Ahit’te Armageddon denilen yerin Megiddo vadisi olduğuna inanılıyor. Bu kısa bilgiyi vermeden geçmek istemedim.

Nasıra’yı geçtikten sonraki durağımız Migdal kasabasında (Maria Magdelena-Mecdeleli Maria’nın memleketi) Taberiye gölünün kıyısında bulunan Ali’s Restaurant’ta yemek molası verdik. Göl kıyısında geniş düzlüklerin yanı sıra yakınlarda bazı küçük tepeler var. Bulunduğumuz yerin hemen güneyindeki bir köyün adı da Kfar Hitim. Buradaki tepelerin bulunduğu yerde, 1187 yılında yapılan Hittin savaşında (Birinci Haçlı dönemi), Kudüs krallığı ordusu Selahaddin Eyyubi’nin ordusu tarafında imha edilmiş.

Ali’s Restaurant’ta çeşitli yemekler olmasına rağmen, az sonra gideceğimiz Tabgha kilisesinin bulunduğu yerde, Yeni Ahit’te anlatılan olaydaki balıklardan sipariş verdim, yanında, İsrail firması Barkan’ın (Telaviv’in güneydoğusunda) bir kadeh primeur beyaz şarabıyla birlikte. Tilabia adı verilen bu balığın, Dünya’da, 100 çeşidi varmış. Nil ırmağında da bulunuyormuş. Ama burada, St. Peter’le ilgili bir öyküsü olduğu için, adı St. Peter’s fish (Aziz Peter balığı). Başka yerlerde, diğer çeşitleri güzel olabilir ama, burada yediğim balık, çok kılçıklı, yağsız, kuru ve neredeyse etsiz gibiydi. Beğenmediğim bu balığı tatmak için de $30 ödedim. Ama, yarı tatlı şarap güzeldi, hakkını teslim etmeliyim.

israil 1000
TABERİYE GÖLÜ (GALİLEE SEA) KIYISINDA AZİZ PETER BALIĞI YERKEN

Yemek sonrası, Yahudi bir müzisyenin uduyla Türk ve Sefarad Yahudi ezgilerinden oluşan kısa konseri, bizleri keyiflendirdi.

israil 1002
YAHUDİ MÜZİSYENİN KONSERİ

Restoranın 7.5 km. kuzeyinde ve Taberiye gölünün kıyısında bir hac yeri olan Tabgha’da, Hz. İsa, bir mucize gerçekleştirmiş. Yiyeceklerin çoğaltılması mucizesi. Tabgha’nın o dönemdeki adı, Heptapegai, yani eski Yunanca’da Yedi Pınar. İslam döneminde buraya yerleşen Filistinlilerce Heptapegai kelimesinin ortasındaki Tapega bölümü alınarak, zaman içinde Tabgha adı ortaya çıkmış. Hemen, 3 km. kuzeyinde, Taberiye gölünün kıyısında, bölge merkezi olan Yahudi yerleşkesi Capernaum bulunuyor. Hz. İsa, Nasıra’dan yola çıkıp, bugünkü Tabgha’ya ulaşıyor. Onunla gelenlerle birlikte, çevreden duyup gelenler kocaman bir kalabalık oluşturuyor. Üç gündür bu kalabalık aç durumda, Hz. İsa’nın çevresinde, onun vaazlarını dinliyorlar. Hz. İsa, bu kalabalığı aç göndermek istemedi. Havariler, ”ıssız bu yerde, bu kadar kalabalığı doyuracak ekmeği nereden bulalım?” dediler. Hz. İsa da onlara, ”kaç ekmeğiniz var?” dedi. Yeni Ahit’in Gospel, Matta (Mathew) 14:13-21 de beş ekmek ve iki balığımız, 15:34 ve Markos (Mark) 8:5 bölümünde: yedi ekmek ve bir kaç küçük balığımız var, diye cevapladıkları anlatılır. Hz. İsa, bu yedi ekmek ve birkaç küçük balıkla Matta’ya göre, 5.000 erkeğin dışında kadın ve çocukları da, Markos’a göre de 4.000 kişiyi doyurmuş. Luka (Lucas) 5:3-7 bölümünde de Simun Petrus’un (Aziz Peter ya da St. Peter) kayığında, daha önce balık tutamayan Simun Petrus’un ağlarının balıkla dolduğu anlatılır. Yuhanna (John) 6:5-13 bölümünde de 5 arpa ekmeği ve 2 balıkla 5.000 kişiyi doyurduğu belirtilir. Yeni Ahit’te anlatılan olaylardan yiyeceklerin ilk çoğaltıldığı yer olarak Tabgha ve ikinci çoğaltıldığı yer olarak karşı sahildeki Tel Hadar kabul edilir. Ayrıca, Yuhanna; kendi Gospel yazımında, bu bölgede, Hz. İsa’nın su üstünde yürüdüğünden ve çarmıhta infazından ve göğe yükselmesinden (resurrection) sonra görüldüğünden bahsetmiş.

israil 1010
YEDİ PINAR’DAN BİRİ TABGHA KİLİSESİNİN AVLUSUNDA BULUNUYOR

Hz. İsa’nın, anlatılan mucizelerinin bir kısmının geçtiği Tabgha’da M.S. 350 yıllarında, yukarıda anlatılan ve olduğuna inanılan olayların anısına, Tiberius’lu Yosipos tarafından, küçük ve basit, bazilika tarzı bir kilise inşa edilmiş. Üzerine, Doğu Roma (Bizans) döneminde M.S. 450 civarında, daha büyük bir kilise yapılmış. Bir önceki kilisedeki ”saygı taşı”nın yeri, apsisin önündeki sunak yerine (altar) kaydırılmış. Kilisenin içi ve tabanı mozaiklerle süslenmiş. Sunak yerinin kuzeyindeki bir yazıtta kilisenin kurucusu olarak, Patrik Martyrios adı yazmaktadır. 614 yılında, Pers istilasında tahrip olmuş ve sadece pınarın (yedi pınardan biri) kenarındaki kolonlar ayakta kalmış. Burası 1932 yılına kadar unutulmuş. İki Alman arkeolog, 1932 yılında yaptıkları kazılarda, Doğu Roma dönemine ait duvar ve mozaik kalıntılarına ulaşmışlar. Bu kalıntıların üzerine, yine bazilika planlı, yeni bir kilise inşa edilmiş ve 1982 yılında Köln katedrallığı tarafından kutsanmış. Yeni kilisede, sunak yerinin solunda (kuzey yönünde) yerde camla kapatılan bölümden bakıldığında, aşağıda, yapılmış ilk kilisenin kalıntıları görülmektedir. Tabgha kilisesi ve çevresindeki arazi, Katolik kilisesinin mülkiyetindedir.

israil 1020
1982 YILINDA KUTSANAN YENİ TABGHA KİLİSESİNİN İÇİ
israil 1018
MOZAİKLERİN ARASINDAKİ CAMLI BÖLMEDEN, ALTTA 350 YILINDA YAPILAN İLK KİLİSENİN KALINTILARI GÖRÜLMEKTEDİR.
Tabgha-mosaic-of-fish-and-loaves-tb110106544-bibleplaces (1)
TABGHA KİLİSESİNİN SUNAĞINDA YİYECEKLERİN ÇOĞALTILMASINI BETİMLEYEN, İKİ BALIK VE EKMEK SEPETİNDEN OLUŞAN MOZAİK

Mucizelerin gerçekleştiği yer olduğuna inanılan Tabgha, kabul edilmiş hac yerlerinden biridir ve yıl boyu, çok sayıda insan ziyarete geliyor.

israil 1023
AZİZ PETRUS (ST. PETER) HEYKELİ,TABGHA KİLİ
SESİ
israil 1022
ESKİ KİLİSENİN KALINTILARI

Bir başka yazıda buluşmak üzere, hoşça kalın dostlar…

GÖRSELLER: https://photos.app.goo.gl/7ecAEZaPrPzC345q6

7 comments

  1. Danyal Bey arkadaşım,
    Yazılarını mutlaka okuyan biri olarak yapmış olduğun bu geziyi çok iyi anlatmışsın. Bizimle de paylaşmayı ihmal etmemişsin. Teşekkürler. Bir kaç sorum var. İlki; KUZU(Hz.İsa) ifadesini biraz açar mısın? Kuzu Bayramı ile bir ilgisi var mı? Senin kadar olmasa bile Yahudi ve Musevi tarihini hep merak ederek okurum. Son bir hafta içinde, Ankara Yahudileri kitabını okudum. Orada ismi geçen Prof Yurda Yurum benim kimya dersimizi vermişti. Bana hep dikkatlice bakar sanki bir şeyler konuşmak ister gibi bir tavrını hissederdim. Saygı duyduğum bir hocamdi. Senin yazında, adı geçen Taberia veya Tiberia’ nin Yahudi tarihinde çok özel bir yeri var. Yahudilikle ilgili ne yazı okursam okuyayim, hep Tiberya ile karşılaşıyorum. Çok ayrıntı olacak fakat yine de bilgine baş vuracağım bir konu daha var. 24 Ocak tarihinin (yılı önemli değil) Yahudi tarihinde önemli bir gün mü? Çünkü daha evvel okuduğum bir yazıda 24 Ocak …tarihinin önemine sanki vurgu olduğunu görmüştüm.Selamlar.

    Liked by 2 people

Tahsin Deniz ARPACI için bir cevap yazın Cevabı iptal et