BLAUNDOS ANTİK KENTİ, UŞAK

Uşak ilinin Ulubey ilçesi sınırları içinde bulunuyor Blaundos antik kenti. İl merkezine 30 km., ilçe merkezine 10 km. uzaklıkta. Güney yönünde uzanan bir yarımada, bir sırt üzerinde Büyük İskender ile birlikte Makedonlar tarafından kurulduğu tahmin ediliyor. Kentin doğusu ve batısında bulunan ve güneyinde birleşen iki derin vadinin arasında yer alıyor. Vadi derinliği bazı yerlerde 100 m.ye ulaşıyor.

DSC08481
SÜLÜMENLİ KÖYÜ, ULUBEY, UŞAK (güney yönü)

Büyük İskender’in M.Ö. 333 yılında Perslerin Anadolu’daki egemenliğini sona erdirmesinden sonra, bu bölgeye, generallerinden I. Antogonos Monophtalmos’u vali olarak atamış. Büyük İskender’in ölümünden sonra I. Antogonos Monophtalmos krallığını ilan etmiş. Daha sonra, bölgede Thrakia kralı Lysimachos egemen olur. Bu üç kral da Makedon kökenli. Batı-doğu yönünde geçiş yollarının üzerinde bulunan Uşak bölgesinde yer alıyor, Blaundos kenti. Geçmişi Neolitik döneme dayansa da Büyük İskender’le birlikte gelen Makedon askerler tarafından kurulduğu tahmin edilen Blaundos kenti (ileri karakol gibi), diğer iki kral döneminde ticaret yolu üzerinde olmanın avantajını kullanarak zenginleşmiş ve ünlenmiş. En parlak dönemini de M.S. I. yüzyılda yaşamış. M.S. 60 lerde bir depremle yıkıldığı ve sonrasında yeniden inşa edildiği tahmin ediliyor. Roma döneminin Sard(es) merkezli conventus’un (yargı merkezli bölge) 28 kentin biriymiş. Persepolis-Sard(es)-Efes(us) arasındaki Roma (Kral) yolu da buradan geçiyormuş.

M.Ö. 64-24 yılları arasında yaşamış, Amasya’lı hemşehrim Coğrafyacı Strabon, Geographika adlı eserinin XII.5.2 bölümünde, Lydia ve Frigya sınırında bulunan Blaundos’tan söz eder. Blaundos adının etimolojik kökeni hakkında bir kaç görüş var. Luvi dilinde asması bol ya da asmalı, Grekçe’de tepe anlamına geliyormuş. Hellenistik dönemde basılan sikkelerde bulunan ve yerel bir kelime olan Mlaundos’un, Grek’çeye uydurularak Blaundos’a çevrildiği de söyleniyor.

1833 yılında, İngiliz F.V.J. Arundell, bölgeyi gezmiş ve gördüklerini çizerek, Clanudda antik kentini bulduğunu söylemiş. 1835 yılında bölgeye gelen W.J. Hamilton, mezarlıkta üzerinde Makedonyalı Blaundoslular ”Blaundeon Makedonon” yazılı bir yazıt bulduğunda, buranın Clanudda değil, Blaundos antik kenti olduğunu belirlemiş. Buna benzer yüzey çalışmaları ve çizimlerden sonra, ilk kazı, 1995 yılında Uşak Müzesi tarafından gerçekleştirilmiş.

BLAUNDOS GRAVÜRÜ, F.V.J. ARUNDELL’DEN (1834)

Blaundos antik kentinin etrafı surlarla çevriliymiş. Bazı bölümleri, vadi manzaralı teraslar halinde düzenlenmiş. Kente, kuzeydeki anıtsal bir kapıdan (propylon) giriliyor. Surlar yıkılmış ama kent kapısı ayakta. Kent kapısına gelmeden önce, yolun sağında kente su sağlayan kemerlerden sağlam kalan biri görülüyor. Su kemerinden kalan izler, yer yer, kuzey yönünde 8 km. uzaklıktaki İnay köyüne kadar devam ediyor. Sırt üzerinde kapıya doğru giderken, doğuya bakan yamaçta Nekropolis (mezarlık) yer alıyor. Yolun sağında (batı), Kuzey Tapınağının temelleri görülüyor. Depremde yıkılan tapınağın mimari parçaları etrafa yayılmış. Tapınak; 8.30X14.50 m. ölçülerinde ve dört tarafı portiko (bir sıra sütunların olduğu dış mekân) ile çevriliymiş. Podyum iki metre yükseklikte ve üzerinde iki oda bulunuyormuş. Arka oda, kült heykelin bulunduğu Cella bölümü. Kent içinde kalabalığı artırmamak amacıyla, kentin dışında yapılmış.

DSC08543
BLAUNDOS, KUZEY TAPINAĞI

Kuzey Tapınağı ve Nekropolis arasındaki yol, anıtsal kapıya gidiyor. Kapı, kesme taş bloklardan yapılmış. Tek kemerli. Kapının sağında ve solunda kuleler varmış. Kulelerin temel izleri duvar üstünde görülüyor.

DSC08536
BLAUNDOS KENTİ, ANITSAL GİRİŞ KAPISI

Yolun sağındaki otoparkın yanında iki karavan, kazı heyeti için kazı evi olarak kullanılıyor. Anıtsal kapıyı geçtikten sonra, doğu yamacında surlara dayanmış Stadyum alanının içinden geçerek başladım, gezime. Buradaki teraslandırma müthiş bir manzara sunuyor. Vadinin derinlikleri ve kıvrımları, yamaçlarındaki mağara mezarları kolaylıkla görülebiliyor. Doğu yamaca yaslandırılmış Stadyum (Stadion) 140 m uzunluğunda ve 37 m. genişliğinde. Yamaçta olduğu için de tek taraflı tribüne sahip. Stadyumun hemen altında, vadi tabanına yakın bir noktada, yamaca dayandırılmış Tiyatro binası da depremden yıkılmış. Sahnenin temel kalıntıları görülüyor. Orkestra tamamen yok olmuş. Seyirci oturma yerlerinden (basamaklar) çok azı kalmış.

DSC08490
BLAUNDOS, STADYUM (STADİON)

Stadyumu geçtikten sonra, sur kalıntılarından faydalanarak, sağ tarafta Kamu Binası ile Güney Tapınak arasındaki düzlüğe çıktım. Şimdi Stadyum, Güney Tapınak ve Kamu Binasını birbirine bağlayan ve yarımadanın güneybatı yönüne uzanan ana cadde (Cardo Maximus)) üzerindeyim. Ana caddenin üzerindeki dorik sütunlar yıkılmış, 5-6 tanesi yarım durumda ayakta. Kent; ızgara (grid) biçiminde planlanarak sokakları oluşturulmuş.

Güney Tapınağının sekiz basamaklı girişinden, neredeyse temel seviyesinde iki basamaklı bölümü kalmış. Podyum merdivenlerin bitiminde andezit taşlardan döşenmiş ve üzeri mermerle kaplanmış. Güney Tapınağı 7.60X14.50 m. ölçülerinde, ana caddeye bir anıtsal kapı ile açılan, kapının gerisinde portikolu avlusu bulunan bir binaymış. Yunan Bereket tanrıçası Demeter’in Roma’daki karşılığı Ceres’e adandığı, yazıtlarda ifade ediliyor. Muhtemelen, tapınağın Cella’sında da Bereket tanrıçası Ceres’in bir kült heykeli bulunuyordu. Tapınak; deprem nedeniyle yıkılmış. Bina elemanları çevreye yayılmış durumda bulunuyor. Yivli sütunların kaideye oturduğu yerin çapı 70 cm. Uşak müzesi tarafından tapınak alanında yapılan kazılarda oldukça sağlam durumda 1.90 m. boyutunda bir kadın heykeli bulunmuş. Halen Uşak müzesinde sergileniyor.

DSC08499
BLAUNDOS, GÜNEY TAPINAĞI (BEREKET TANRIÇASI CERES’E ADANMIŞ)

Ana caddenin hemen güneyinde dikdörtgen bir alan var, Kamu Binası olarak adlandırılan yer. Açık ve kapalı alanları olan bir yermiş. Kamu Binası kalıntıları, zamanımızda, Blaundos antik kentinin simgesi haline gelmiş. Fotoğrafları en çok çekilen yer. Bu kamu binasında, Anadolu’da bulunan antik kentlerde görmediğim monolitler kullanılmış. Kentte bulunan onurlandırma yazıtlarından anlaşıldığı üzere, Kamu Binasında; belediye meclisi, halk meclisi gibi yönetim birimleri de bulunuyormuş.

Blaundos, bir askeri koloni olmakla birlikte, Osmanlı’da uygulanan tımar sisteminin benzerinin (sistemin atası sayılabilir) uygulandığı yer. Büyük İskender’den sonra hüküm süren Seleukoslar döneminde, aktif ya da emekli askerlere, bu kolonide toprak veriliyor ve üretim yapmaları sağlanıyormuş. Buna karşılık, özellikle Galat saldırılarına karşı (M.Ö. 278) hizmet vermeleri bekleniyormuş. Bu tarz askeri kolonilere ”Kleros tipi koloni” deniliyormuş. Kleros kelimesi; pay ve arazi parçası anlamında kullanılıyormuş. Tarihsel bilgi bu olmasına karşın, Blaundos antik kentinin çevresi derin vadilerle yarılmış, kıraç görünümlü, bağcılık yapıldığını gösteren bir iz göremedim (belki vadi ve kanyon içlerinde bağ tesisleri olabilir). Ulubey’de (Avgan beldesinde) üzüm yetiştiriciliği olmakla birlikte, asıl üretim ve üzüm çeşitleri Karahallı ilçesinde. Halbuki, yazının başında da belirttiğim gibi, Blaundos’un Luvi dilindeki anlamı, ”asması bol ya da asmalı” imiş. Belki, kazılar ilerlediğinde asma, üzüm ve şarapla olan ilişkisi daha net ortaya çıkar. Antik dönemde, Blaundos’un kuzey batısında, Kula ilçesinin bulunduğu Ketakekaumene (Yanık Ülke) bölgesinden, o dönemin metropollerinden Efes’e ve İtalya’ya birinci kalite şarap gönderildiği biliniyor. Blaundos bölgesinin de bu ticarete eklemlendiğini düşünüyorum.

Bir başka yazımda buluşuncaya kadar, esen kalın dostlarım.

GÖRSELLER: https://photos.app.goo.gl/tXf3CYXG1phcb4aA7

3 comments

danyalasik için bir cevap yazın Cevabı iptal et