Selçuklu döneminden günümüze ulaşan Ulu Camii, Mevlana Celaleddin Rumi’nin müritlerinden ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in naibi Emineddin Mikail tarafından, 1274 yılında minaresiz olarak yaptırılmış. Fatih döneminde, İstanbul’un ilk kadısı Hızır Bey tarafından 1440 yılında onarılmış. Bu onarımda, güneydoğu köşesine minare ilave edilmiş.
Sivrihisar’ın çarşısı içinde, Cami Kebir mahallesinde bulunan Ulu camii, Anadolu’daki ahşap camilerin en büyüğü olarak, nitelendiriliyor. Dikdörtgen planlı, 26.50X52.60 ölçülerinde. Duvarları kesme ve moloz taşlarla örülmüş, araya ağaçtan hatıllar atılmış. Doğu tarafında, kare kesitli bir kaideye oturmuş sekizgen pabuç üzerinde minare yükselmektedir. Minare, silindirik yapıda olup tuğladan örülmüş ve tek şerefeli. Şerefe altındaki petek bölümünün işlemeleri de eşsiz. Külahın hemen altında, turkuaz renginde ve tek sıra çiniden oluşan bir çember göze çarpmaktadır. Minare içinde, şerefeye ardıç ağacından yapılmış basamaklarla çıkılmaktadır.
Doğu duvarında, minare ve camiye bitişik, sonradan ilave edilen küçük bir bölüm var. Bu bölümün adı, Sölpük mescidi. Buranın ne olduğunu öğrenemedim. Sölpük; buruşuk, sarkık, kılıksız, uyuşuk ve uzun boylu anlamına geliyormuş.TDK sözlüğü, gevşeyip kendini koyuvermiş olarak tanımlıyor. Bu, bende miskin çağrışımı yaptı. Acaba, miskinlere ayrılan bir bölüm mü idi, kimbilir.
Caminin dört giriş kapısı var. Deri kaplı keçeyle kapatılmış batı tarafındaki kapıdan içeri girdim. Batı ve doğu duvarları dikdörtgenin kısa, kuzey ve güney duvarları da uzun kenarları oluşturuyor. Zemin, ahşap döşeli ve üstü namazda safları belirten çizgiler ihtiva eden halı kaplı.
Mihrap, güneydeki uzun duvar üzerinde. Kadınlar mahfeli tarafında bulunan kuzey kapısının tam karşısında yer alıyor. Alçı karışımı kullanılarak yapılmış. üzeri kalıplar kullanılarak süslenmiş. Mihrabın sağındaki ve solundaki toplam 9 adet pencere, caminin içinin aydınlatılmasına yardımcı oluyor. Üst üste iki sıra halinde bulunan pencerelerden alttaki büyük, üstteki küçük. Beşik çatının ortasında yuvarlak pencere, az da olsa, aydınlık sağlıyor.
Ardıç ağacından yapılmış toplam 67 direk, beş sıra halinde dizilmiş olup, mekânı (sahını) altıya bölüyor. Bu direklerin üstündeki kirişler, ahşap çatıyı taşıyor. Ahşap direklerin altlarında, yakındaki antik bir Roma kenti olan Pessinus’dan getirilen Korinth tarzı sütun başlıkları, pabuç olarak kullanılmış. Bazı direklerin üstünde de, bu sütun başlıklarının kullanıldığı görülüyor. Mihrabın ve minberin önündeki üç direğin üst kısmına, geometrik ve çiçek desenleri oyularak işlenmiş.
Batı kapısından girildiğinde, soldaki bölüm; ahşap, iki katlı Kadınlar Mahfeli. Üst kata sağlı sollu iki merdivenle çıkılıyor. Yerlere halılar yayılmış. Cami içine bakan taraf, ahşap parmaklıklarla balkon görünümünde. Kuzeydeki kapı, doğrudan kadın mahfeline açılıyor, bu nedenle de kadınlar kullanıyor.
Caminin içinde, filelerin içinde tavana asılı deve kuşu yumurtaları var. Bunlar, böcek ve kurtçukları uzaklaştırarak, caminin ahşap aksamına olabilecek zararlı etkilerden koruyorlarmış. Minberi, 1924 yılında, Kılıç Mescit camiinden getirilmiş. Kündekâri tekniği ile (çivi kullanılmadan) ceviz ağacından yapılmış. Üzerinde altıgen ve dört kollu yıldız biçiminde geometrik süslemeler var.
Selçuklu döneminin, mimari açıdan, önemli camilerinden biri olan Sivrihisar Ulu Camii bir hafta sonu, günübirlik gezilebilir.
Bir başka yazımda buluşmak üzere, hoşça kalın, sevgili dostlar.
Bu yazınızı da çok beğendim. Sözkonusu Camii yi ben de bir turla gezmiştim. Sivrihisar tarafına gidenlere öneririm…
BeğenLiked by 1 kişi
Selçuklu dönemi Ulu camilerini ayrı bir çalışma konusu yapmak lazım…
BeğenBeğen
Teşekkürler Danyal bey,
Bu değerli camiyi kendi yorumunuz ile güzel anlatmışsınız. Sağ olsun sevgili Aykut hocamız ile birçok kez görmüş olmama rağmen yazınızı keyifle okudum.
BeğenLiked by 1 kişi
Yorumunuz için,teşekkür ediyorum Hasibe Hanım.İyi bayramlar…
BeğenBeğen
SÖLPÜK” Sivrihisar’dan Eskişehir’e gelip yerleşen, bir ünlü ailenin de adıdır. Muhtemeldir ki, bu mescidi bu aile mensuplarından birisi yaptırmıştır.
Cengiz Atalay
BeğenLiked by 1 kişi