Mestha köyü, Sakız adası gezisi sırasında en etkilendiğim köylerden biri. Mestha benzeri bir kaç köy var, adada. Bunlar, korsan saldırılarından korunma amacıyla, dış duvarları olan köyler.
Mestha; Sakız adasının güneybatısında, Sakız (Chios) kent merkezine 35 km. uzaklıkta. Toplu ulaşım olanakları sınırlı. Arkadaşım Soula ile kiraladığımız araçla geziyoruz, Sakız adasını. Öğle saatlerinde, Pirgi ve Olimpoi köylerinden sonra ulaştık Mestha köyüne. Köyün girişindeki otoparka, arabayı park ettik. Bundan sonrasını yaya dolaştık.
Köyün tarihi 14. yüzyıla kadar gidiyor. Cenevizler tarafından muhkem bir kale olarak inşa edilmiş. Beşgen bir yapısı var, köyün. Beş kule ve kuleler arasına yüksek duvarlar çekilmiş. Bu beş kule arasında, sokaklara inilmeden, evlerin üzerinden gidilen ikinci bir yol oluşturulmuş, korsan baskınında kullanılmak üzere. İki kapılı. Bu nedenle, giriş ve çıkışlar kolay kontrol edilebiliyormuş. Köy duvarı yer yer yıkılmış ve şimdi, köye iki kapının dışındaki yerlerden de girilebiliyor. Bir de, köy merkezinde büyük bir gözetleme kulesi bulunuyormuş. Kulenin yerine 1794 yılında Taksiarhis kilisesi yapılmış. Taksiarhis kilisesi, adanın en önemli kiliselerinden biri. Kilisenin giriş kapısında sağlı sollu Mikail ve Cebrail meleklerinin (archangel) resimleri ve içeride mihrabın (altar) sağında ve solunda da her biri 25 kg. ağırlığında gümüşten ikonaları bulunmakta. Söylendiğine göre, bunlar mübadelede İzmir bölgesinden getirilmiş ve Taksiarhis kilisesine yerleştirilmiş.
Mestha köyünde taş evlerin arasında birbirine benzeyen dar sokaklar var, labirent gibi. Kolayca yol kaybedilebilir. Evler, bitişik nizam ve iki katlı. Balkonlu olanlarında ferforje demir korkuluklar. Sokakların bazı bölümlerinde, arcade ve tonoz geçişler bulunuyor. Üst katlara genel olarak dışarıdan bir merdivenle çıkılıyor.
Taşın soğukluğunu; kapı önlerine yerleştirilen saksılardaki çiçekler ve yeşillikler, balkonlara ve çatılara kadar uzatılan asmalar ve sarmaşıklar, sokaklara serpiştirilmiş küçük ağaçlar gideriyor ve köyü renklendiriyor. Köy merkezinde Taksiarhis kilisesinin yanı başında kafeler, restoranlar, Kellari (Kiler) adlı bir şarap evi, sakız ürünleri, şarap ve hediyelik eşya satan dükkanlar var. Bu meydanda Temmuz sıcağında, çardak altında kahve içmenin ve dondurma yemenin keyfi bir başka. Hem serinletiyor, hem de yorgunluk alıyor.
Köy duvarı (surlar) dışında az da olsa bir yapılaşma var. Sur dışında köyün girişine yerleştirilen bir otopark, ihtiyacı çok rahat karşılıyor. Köy çevresi sakız ağaçlarıyla dolu. Köyün 4 km. kuzeyinde Mesta limanı var. Bir koy, bir fiyort. Sağ sahil balıkçı limanı, sol sahil plaj ve herkese açık.
Mestha köyü; Sakız adasının belki de en keyifli yerlerinden biri. Köyde çektiğim fotoğraflar, aşağıdaki ”Görseller” bölümünde.
Bir başka yazımda buluşmak üzere, hoşça ve sevgiyle kalın dostlarım…
Gitmek ve Görmek ıstediğim yerler listesinde, teşekkür ederim paylasim için..
BeğenLiked by 1 kişi
[…] Armolia köyünü arkamızda bırakarak, Mestha köyüne devam ettik. Bu yol üzerinde ortaçağ görünümünde üç köy var. Sırasıyla Pyrgi, Olimpoi ve Mestha. Önce, yolun sonundaki Mestha köyünü gezdik. Sonra, aynı yoldan geri döndük ve yanından geçtiğimiz Olimpoi ve Pyrgi köylerini gezdik. Mestha, taştan mimarisiyle ortaçağ köylerine en çok benzeyeni. Beşgen bir yapısı var. Etrafındaki surlarla bir kaleyi andırıyor. Beş ayrı yerden giriliyor, Mestha’ya. 14. yüzyılda bir kapısı varmış. Dar sokakları bir labirent gibi. Çıkmaz sokaklar, arkadlar. Adanın en çok ziyaret edilen köylerinden. Köyün ortasındaki gözetleme kulesinin yerine ikonlarıyla ünlü Taksiarhis kilisesi inşa edilmiş, 18. yüzyılda. https://danyalasik.wordpress.com/2019/10/05/mestha-koyu-sakiz-adasi/ […]
BeğenBeğen