SELİMİYE HAMAMI, ÜSKÜDAR, İSTANBUL

İstanbul’un Üsküdar ilçesindeki Çiçekçi semtinde III. Selim tarafından yaptırılan, Selimiye kışlası bitişiğinde, bir külliye yer almaktadır. Üsküdar’daki bu külliyede; Selimiye Camii, mescid, muvakkithane, sıbyan mektebi, darüttıbâa (devlet matbaası), hamam, doksan yedi dükkân, on mesken, meşrutalar (lojmanlar), dört çeşme, kerestehane, mumhane, beş boyahane, sandalcılar (ipekli dokuma) hanı ve fırın gibi yapılar ve Harem iskelesinde kayıkçı ve hamal odaları bulunurken, bunlardan bugüne ulaşanlar Selimiye Camii, sıbyan mektebi, muvakkithane, bir çeşme, meşrutalar ve Selimiye hamamı olmuş.

Selimiye hamamı; III. Selim tarafından, 1800 yılında, Selimiye kışlası ile birlikte, Nizam-ı Cedit askerlerinin kullanımı için yaptırılmış. 1894 yılındaki depremde çok zarar gören külliye yapıları, 1940 yılında aslına uygun şekilde restore edilmiş. Yakın zamana kadar Selimiye kışlasına bağlı olarak askeri personele hizmet veren hamam, Üsküdar Belediyesince, Millet kıraathanesi, restoran ve müze olarak düzenlenmiş ve halkın kullanımına açılmış. Çiçekçi’de, teyzemin evine 250 adım uzaklıkta bulunan, restorasyonu yapılmış ve Nevmekân Selimiye adıyla hizmet veren Selimiye hamamına, kardeşlerimle birlikte yemek yemek üzere gittim. Yemekler ve sunum çok güzeldi. Benzerlerine göre de fiyatlar daha uygundu.

Selimiye Hamamı iki bölümden oluşuyor. İlki, ahşaptan yapılmış, iki katlı ve soyunma odalarının bulunduğu giriş bölümü. İkinci bölüm ise, bir sıra taş ve iki sıra tuğla örülerek yapılan kâgir hamam bölümü.

Giriş bölümünün ortasında dikdörtgen bir şadırvan bulunuyor. Çevresine soyunma odaları yerleştirilmiş. Sağdan dar bir merdivenle üst kata çıkılıyor. Üst kattaki soyunma odaları, ortası alt kattaki şadırvanı görecek şekilde düzenlenmiş sahanlığa açılıyor. Restorasyonda, giriş bölümündeki tüm odaların kapıları kaldırılmış, duvarlara kitaplıklar yapılmış. 25000 i dijital olmak üzere 45000 kitapla Millet kıraathanesi olarak hizmet vermektedir.

Giriş bölümünün solunda hamamın girişi bulunuyor. Hamam kısmının ilk bölümü ılıklık ve soğukluk bir arada. Bu bölüm bir kubbe ile kapatılmış. Kubbede dairesel olarak yerleştirilmiş fil gözleri, gün ışığının içeri girebilmesini sağlıyor. Soğukluğun ya da ılıklığın ortasındaki hamama geçişin sağında ve solunda bulunan mermer oturma alanları, hamamda sıcaktan bunalanların oturup rahat nefes aldıkları ve dinlendikleri yerler. Tuvaletler de bu bölüme açılıyor. Dinlenme yerine, Koleksiyoner Yusuf İyilik’in koleksiyonundan alınan ve hamamda kullanılan bakırdan yapılmış taslar, saplı taslar, kil çantaları, ibrikler, kazanlar, helkeler, siniler yerleştirilmiş.

Hamamın sıcak bölümüne geçişteki kapı kaldırılmış. Normalde hamam kapıları reçinesiz, sıcağa ve neme dayanıklı olmalıdır. Meşe ağaçlarından yapılan ağır kapıların giriş ve çıkışlarda hemen kapanabilmesi için üzerinde makaralı bir sistem bulunur. makaradan geçen ipin ucunda, yine ahşaptan yapılan ağır bir tokmak kapı açıldığında yukarı kalkar, kapı bırakıldığında ağır tokmak aşağı inerek kapıyı kapatır. Böylece hamamın içindeki sıcaklık kaybı olmaz. Hamam kare formunda, dört eyvanlı ve köşe hücrelidir. Giriş kapısının tam karşısındaki eyvan külhan tarafıdır. Duvarın arkasında külhan ve üstünde dumanın yükseldiği baca yer alır. Külhan, ateşin yandığı büyük bir kazandır ve oluşan ısıyı hamamın içine gönderen pencerelere de cehennemlik denilir.

Bu nedenle hamamın en sıcak bölümü burasıdır.

Bir diğer sıcak bölüm ise göbek taşıdır. Kubbenin altına gelen bölümde bulunan göbek taşı kaldırılmış, alttaki sıcak hava kanalların ve göbek taşını taşıyan sütunların görülebileceği şekilde bir cam platformla kapatılmış. Cehennemlikten gelen sıcak hava kanallar arasında dolaşarak göbek taşını ısıtır. Kapı ve külhan aksının sağındaki ve solundaki eyvanlar (mahfeller) nispeten daha az sıcaktır.

Göbek taşına bakan bu üç eyvana mermerden dört kurna yerleştirilmiş. Her bir kurnada sıcak ve soğuk filike de denilen pirinç musluklar var.

Kare formun köşelerinde odalar ya da halvetler bulunuyor. Geçmişte askeri personel kullandığı için, kadınların kullanımına açık değilmiş. Ancak, benzeri hamamlarda sol köşedeki halvet ya da oda gelinler için, sağ köşedeki halvet ya da oda damat için ayrılırdı. Gelin hamamı ritüelinde, aileler ve davet edilenler bohçalarıyla ve kendi hamam takımlarıyla gelirler. Peştemallar, ipek futalar, havlular, ipek keseler, bakım ve makyaj takımları. Gelin keselenir ve yıkanır. Bir taraftan hamam içinde müzik ve ikram da vardır. Kadınlar hamamının düzenini ”Hamam Anası” sağlar. Gelen kadınların sosyal statülerine göre ağırlar ve yer gösterir. Yüksek konumda olanlara soyunmada ve giyinmede baş köşeyi hazırlar. Onların kullanacakları peştemal ve havluları özenle seçer ve hamamdaki hizmetten memnun bir şekilde ayrılmalarını sağlar. Damat hamamı da gelin hamamı ritüeline benzer. Damat ve yakınları katılır. Damat keselenir, tıraş olur ve yıkanır. Bazen müzik ve ikram da olur. Hamamı insanlar bir sosyalleşme aracı olarak da kullanmışlardır. Bugün bu gelenek, Anadolu’nun bazı yerlerinde devam etmektedir.

Biz yine, Selimiye hamamına dönecek olursak, eyvanların üzerindeki kemer, hamamın kubbesini taşımaktadır. Yine, kubbe üzerine yerleştirilen fil gözleri, hamamın içine günışığı huzmelerinin girmesini sağlamaktadır.

Dört köşedeki halvetlere de yine Yusuf İyilik’ten alınan gelin hamamı, kadınlar hamamı ve damat hamamı koleksiyonları yerleştirilmiş.

Hamamın önündeki geniş bahçe, yaz döneminde keyifli bir yemeğe uygun hale getirilmiş. Bahçe’nin deniz tarafında bulunan külliyeye ait maşrutaların restorasyonu devam ediyor.

İstanbul’a giderseniz, Selimiye külliyesinde bulunan bu güzel hamam müze, kütüphane ve restoranı ziyaret etmeyi ihmal etmeyin. Eminim keyifli bir zaman geçireceksiniz.

Bir başka yazımda buluşmak üzere, esen kalın sevgili dostlar.

GÖRSELLER: https://photos.app.goo.gl/Qso5ifAbu399KcAu5

2 comments

  1. iki sene önceydi ziyaret ettigımiz. Ancak gözlemlerinizi iceren yazınızı okuyunca hiç de farkedemedigim noktalara erdim. Teşekkurler.

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın