KARNAK TAPINAĞI, MISIR

Ankara Üniversitesi Gezginleri olarak, 14 Kasım 2022 sabah gün ağarırken Hurgada’ya ulaştık. Sonra da bir otobüse binerek batı yönünde çöl bölgesinin ortasından geçen yaklaşık 310 km.lik karayolu ile Luxor kentine gittik. Luksor adı, batılılarca El Uksur’dan çevrilmiş. Çünkü, Mısırlılar El Uksur adını kullanıyorlar. Luksor kenti, Mısır’ın antik Teb (Thebes) kenti üzerine kurulmuş. Bu nedenle de, Dünya’nın en büyük açık hava müzesi. Halen 200 bin civarında insan yaşıyor.

İlk durağımız, Luksor kentinin 2.5 km. kuzeyinde Karnak köyünde bulunan Karnak Tapınağı idi. Antik Mısır İnanç Sistemi başlıklı yazımda da belirttiğim gibi, Orta Krallık döneminde Aşağı Mısır’ın (Kahire’den İskenderiye’ye kadar olan Nil Deltası) ve Yukarı Mısır’ın (Sudan’dan Delta’nın başladığı yere kadar olan bölüm, buraya Nübye/Nubia da denilmektedir) tanrıları birleşerek, Amon-Ra inanç sistemi oluşmuş. Karnak ve Luksor tapınaklarının da yer aldığı Luksor (El Uksur) kenti de, Teb (Thebes) adıyla Antik Mısır’ın başkenti olmuş. Orta Krallık döneminde, yaklaşık M.Ö. 2060-1795 yılları arasında, 11. ve 12. Hanedanlar hüküm sürmüş. 13. den 17. Hanedana kadar bir ara dönem var. Yaklaşık M.Ö. 1795-1550 yılları arasını kapsıyor. Sonrası, yaklaşık M.Ö. 1550-1070 yılları arası, Yeni Krallık dönemi (18.,19. ve 20. Hanedanlar) olarak adlandırılıyor.

KARNAK KÖYÜ VE TAPINAK KALINTILARI

Adını, bulunduğu Karnak köyünden alan Karnak Tapınağı’nın inşasına Orta Krallık döneminde başlanmış. Tanrı Amon’a adanan tapınağa yeni eklemelerle, Yeni Krallık döneminde de devam etmiş. Bugün ayakta gördüğümüz yapılar, Yeni Krallık ve özellikle de Helenistik dönem olarak adlandırılan Ptolemaios dönemine aittir. Karnak, dünyanın en büyük ölçekli tapınağıdır. Önce merkezde Kutsal Oda (Cella) yapılmış ve bu odaya yapılan eklemelerle, Tapınak büyütülmüş. Kalıntılar 20.000 m2 (2 ha.) ye yayılmış. İçinde Kutsal Göl ve çeşitli küçük tapınakları barındıran bu alan, yüksek olmayan bir duvarla çevrelenmiş. Tapınağa batı tarafında bulunan koç başlı sfenkslerin arasındaki yoldan girdim. Teb kentinin ilk ve güçlü tanrısının sembolü koçtur. Koç başlı sfenkslerin bulundu bir diğer yol da güney girişindedir. Tapınağın ana ekseni batı-doğu yönündedir. Ben de bu yönde girmiş oldum.

Koç başlı sfenkslerin arasından giden yol giriş kapısına ulaşmaktadır. Giriş kapısının sağında birinci pilon (anıtsal sütun) yer almaktadır. Bu pilonlardan, tapınağın genelinde ayakta 10 tane var olmakla birlikte, yıkılmış pilonların da olabileceğinden bahsediliyor. Tapınağın giriş kapısı ve arkasındaki avlu bölümü; 25. hanedanlık döneminde, en son yapılan kısım olduğu tahmin ediliyor. Bu nedenle de bu birinci pilon tam olarak tamamlanamamış. Bu pilon; kaidesinde 1,5 m. genişliğinde ve 11,3 m. yüksekliğinde olup, dış kısmı sert, iç kısmı kerpiçle doldurulmuş. Gövdesi üzerinde bir motif ve süsleme bulunmamaktadır.

BİRİNCİ PİLON

Kapıyı geçtikten sonra, kare şeklindeki avluda, sol taraftaki köşede, Firavun II. Seti tarafından Amon (Amun), Mut (Mout) ve Hons (Khonsu) tanrılarına adanmış üç bölmeli bir tapınak yer almaktadır.

Avlunun biraz ilerisinde ise, sağda, III. Ramses’in yaptırdığı, II. Set’inin tapınağına göre, biraz daha büyük bir tapınak bulunmaktadır. Avlunun devamında, Hipostil Hol (Hypostyle Hall) olarak adlandırılan ve içinde çok sayıda sütun bulunan bölüme geçilmektedir. Bu iki mekânı ayıran duvarın içinde, kapıya göre sol tarafında ikinci pilonun çekirdek (iç) kısmı yer almaktadır. Bu pilonun inşası II. Ramses tarafından başlatılmış. Bu pilonda, Tek Tanrı fikrini ortaya atan Akhenaton’un (IV. Amonhotep) Güneş Tanrısı Aton’a adadığı tapınaktan getirilen kum taşı blokları kullanılmış. Hipostil Hol 102×53 m. ölçüsünde olup, ortasında giriş kapısının devamı olarak bir yol bulunmaktadır. Yolun her iki yanında bir tarafta 6, diğer tarafta 6 olmak üzere toplam 12 sütun 21 m. yüksekliğindedir. Bu 12 sütunun arkalarında yer alan 122 sütun ise, 13 m. yüksekliğindedir. Orta yolun üzerinde yüksek sütunların arasındaki pencerelerden gün ışığının salona girmesi sağlanmış. Hipostil Hol’de yan duvarların ve sütunların üzeri, I. Seti ve II. Ramses’in askeri zaferlerini betimleyen süslemelerle kaplanmış.

Hipostil Hol’ün devamında tapınağın merkez holüne ulaşılır. Merkez Hol’de I. Tutmosis’in (Hatşepsut’un babası) karşılıklı diktirdiği iki dikilitaş’tan (obelisk) biri yerinde duruyor. Diğeri yerinde yok. Dikilitaşlar, kare kesitli ve tepesi piramit biçiminde olan direklerdir. Aswan yakınlarındaki bir ocaktan çıkarılan granit bloktan tek parça halinde kesilmişler.

Üçüncü pilon da bu avlunun kuzeybatı köşesinde yer alıyor. Bu avlunun güneyinde ve bu avluyla ilişkili, tren kompartımanları gibi peş peşe devam eden dört avlu bulunmaktadır. Bu avlulardan geriye yıkık duvarlar kalmış. Avlular boyunca dört pilon yerleştirilmiş. 7. ve 8. pilonlar III. Tutmosis ve Hatşepsut’a, 9. ve 10. pilonlar Horemheb’e aitmiş. 18. Hanedanlık dönemi olduğu ifade ediliyor. 10. pilonun yer aldığı dördüncü avludan sonra, Mut tapınağına giden güney yönündeki yolda, sağlı ve sollu olarak koç başlı sfenksler sıralanmış.

Biz doğu yönüne dönecek olursak, Merkez Hol’den sonra gelen bölümde, I. Tutmosis’in yaptırdığı 4. ve 5. pilonlar bulunmakta olup, bu iki pilon arasına Hatşepsut’un dikilitaşı yerleştirilmiş. Bu granit dikilitaş 27.5 m. yüksekliğindeymiş. 5. pilondan sonra I. Tutmosis döneminde yapılan kolonadlı küçük bir hol, devamında III. Tutmosis’in yaptırdığı en küçük pilon olan 6. pilon yer alıyor. Sonunda; küçük, dar, uzun ve karanlık olan Kutsal odaya (Cella, Nao, Kült odası) ulaşılıyor. Odanın ortasında bulunan kaidenin üstüne Tanrı Amon’un heykeli bulunuyormuş.

Başrahip, bu odaya günde üç kez girip, Amon heykelini yıkıyor, giydiriyor, kokular sürüyor ve yiyecekler sunuyormuş. Tapınağın Hipostil Hol’den itibaren Kutsal odaya kadar olan bölüme halk giremiyormuş. Kutsal odaya ise sadece Başrahip girebiliyormuş. Kutsal odanın devamında III. Tutmosis’in festival alanı var. Zemini belirli, ancak duvarlar yıkılmış. Bu alanın sağında, yani güney tarafında Nil nehrinden yer altı kanallarıyla doldurulan 200×117 m. ölçüsünde Kutsal havuz bulunuyor. Rahipler, bu Kutsal havuza girip arınırlarmış. Bu arınma, bir çok inançta olduğu gibi manevi bir arınma.

Tapınak duvarlarına, sütun ve pilonların üzerine Ankh anahtarı, Şahin tanrı Horus, Apis öküzü, Scarabae (Kutsal Mısır böceği ya da Bok böceği), Eşek arısı, Hiyeroglif harfler, kartuş içinde kral/firavun adları işlenmiş. Önceden yazdığım Hiyeroglif ile ilgili yazımın link adresi https://danyalasik.wordpress.com/2022/12/23/hiyeroglif-ya-da-resim-yazi/

Bir yazımın daha sonuna geldim. Bir başka yazımda buluşmak üzere, esen kalın, sevgili dostlar.

GÖRSELLER: https://photos.app.goo.gl/CmtUoMxEZ8Hoq1ua9

Yorum bırakın