AZİZ (ST.) IGNATİOS YA DA LEİMONOS MANASTIRI

Anadolu’dan kopmuş bir incir yaprağına benzettiğim Midilli adasına ilk kez 2018 yılında gitmiştim. İkinci kez gidişim Haziran 2023 de oldu ve bu defa, ilk gezimde gidemediğim Leimonos Manastırı‘nı görme fırsatım oldu.

Midilli adasının en batısında bulunan Sigri’den Kalloni körfezine dönerken, Kalloni kasabasının yakınında bulunuyor, Leimonos Manastırı. Ana yoldan sağa sapıldıktan sonra, yokuştan aşağı inilirken, sağda aşağıdaki düzlükte Leimonos manastırı ve önündeki şapel (küçük kilise) çok net bir şekilde görünüyor. Manastırın çevresinde 40 civarında şapel bulunuyor. Bunlardan bazıları yukarıdan inilirken görülüyor.

Leimonos Manastırı, 1526 yılında Aziz İgnatios Agallianos tarafından kurulmuş. Bu nedenle, bu azizin adıyla da anılıyor. Keşiş (monk) olmadan önceki adı John Agallianos. 1480 yılında Kalloni yakınlarında bulunan Farangas köyünde dünyaya gelmiş.

AZİZ (ST.) İGNATİOS AGALLİANOS

İstanbul’dan Midilli’ye yerleşmiş Agallianos ailesine mensup. Babası Manuel ve dedesi George da rahipmiş (priest). Çocukken, Farangas köyündeki kilisede hizmet vermeye başlamış. Genç yaşta dinsel bir yaşamı (monastic) sürdürürken, babasının yönlendirmesiyle, Maria adlı, dindar bir kadınla evlenmiş. El yazmalarını kopyalayarak yaşamını sürdürürken, bir oğlu Methodios hariç, çocuklarını ve eşini salgın bir hastalıktan kaybetmiş. Methodios da münzevi bir hayatı tercih etmiş. John Agallianos, babası Emmanuel ve oğlu Methodios’la birlikte Farangas köyü yakınlarında bulunan ve 1331 yılında harabe haline gelmiş Panagia (Meryem Ana’ya adanmış) Manastırının merkez kilisesini onararak, daha küçük ölçülerde Leimonos Manastırını inşa etmiş. Sonra da Aziz İgnatios (John) Agallianos, Başmelek (Taksiyarhis) Mikael’e (Michael) adadığı bu manastırın ilk baş rahibi olarak görev yapmış. Bu manastırda Leimoniada adlı bir okul açarak, kültürün kaybolmaması adına Hristiyanlıkla ilgili eğitim faaliyetlerini başlatmış ve bu faaliyetler, kendisinden sonra 1923 yılına kadar devam etmiş. Yazdığı iki el yazması vasiyeti (testament), manastırdaki baş rahibe ve rahibelere dini kuralları içeren bir rehber (typikon) olmuş. İstanbul’a gitmiş. Osmanlı fermanı ile manastır mülkü kendine verilmiş. 1531 yılında, Kutsal Sinod meclisi üyeliğine alınınca ve metropolitliğe atanınca, Manastırın yönetimini oğlu Methodios’a bırakmış. Aziz İgnatius Agallianos, 1566 yılında vefat etmiş.

Manastır binası, ortası avlulu iki dikdörtgen yapıdan oluşuyor. Bugünkü haliyle taş ve tuğla örgülü bir yapı. Bu iki dikdörtgen yapıdan ikincisi ziyarete açık değil. Birinci dikdörtgen yapı içine, üstünde kubbeli bir çan kulesi bulunan bir kapıdan giriliyor.

Manastır binasının giriş kapısının bulunduğu cephe ve sol kanadı üç katlı, diğer bölümleri iki katlı. Kapıdan girildikten sonra kısa bir koridor geçiliyor ve iç avluya ulaşılıyor. İç avluya bakan yüz revakla çevrili.

Sağ kanatta, görevli personelin yaşadığı üç katlı, ahşap balkonlu lojman olarak kullanılan bir bölüm var.

Sol tarafa yönelindiğinde, revak boyunca odalar ve bir kilise bölümü yer alıyor. Bu kilisenin içi çok süslü. Silindirik tavanına Hz. İsa’nın yaşamında gerçekleştiğine inanılan mucizelerle, Kudüs’te Çile Yolu’nda (Via Dolorosa) yaşadıkları resmedilmiş.

Sağ ve sol duvarlarda kemerli pencereler arasında Başmelek Mikael ve azizlerin resimleri bulunuyor.

Mihrap tipik bir Ortodoks kilisesi mihrabı ve bu cephede Hz. İsa, Hz. Meryem ve Başmelek Mikael’in resimleri var.

Revak boyunca devam edildiğinde, müze bölümüne ulaşılıyor. Müzede ikonalar, dinsel eşyalar, nadir el yazmaları, sultan fermanları, altın objeler vs. sergileniyor. Kütüphanesinde el yazmaları ile birlikte 2500 civarında kitap bulunuyor.

Avlunun ortasında ana kilise (bazilika) yer alıyor. Kapalı olması nedeniyle içeri giremediğim kilise, orta nef çatısı diğerlerinden yüksek, üç nefli ( çatıyı taşıyan sütunların oluşturduğu üç koridor) bir bina.

Bir başka yazımda buluşmak üzere esen kalın, sevgili dostlar.

GÖRSELLER: https://photos.app.goo.gl/v5gX1GyFCbmfcPyc8

Yorum bırakın