BEİTEDDİNE (BEYTEDDİN) SARAYI, LÜBNAN

Beiteddine Sarayı; Beyrut’un güney doğusunda dağlık bir bölgede ve 44 km. uzaklıkta bulunuyor. Lübnan’ın dağlık bölgesinin yöneticisi olan Emir Beşir tarafından 1788-1818 yılları arasında yaptırılmış. 1840 yılından sonra Osmanlılar,  manda döneminde de Fransızlar burayı yönetim binası olarak kullanmışlar. Kelime anlamı; din evi, inanç evi. Beit ed Dine.

Deir al-Qamar vadisine bakan yamaçta kurulu. Beiteddine sarayının görkemi, dışarıdan farkedilmiyor. Aslında Lübnan mimarisinin en önemli örneklerinden.

Sarayın önünde geniş bir düzlük otopark olarak düzenlenmiş. Ana kapı geçildikten sonra  60 m, genişliğinde üç tarafı kapalı bir avluya giriliyor. Avluya girişe göre, sağ tarafta ve avluya bir duvar görevi yapan at ahırları bölümü bulunuyor. Binanın içi; çatıyı taşıyan kolonlarla bölünmüş ve bu kolonlar kemerlerle birbirine bağlanmış. Sergi salonu olarak kullanılan bu ahırlar bölümünde, Sursock müzesi ve Pierre Sadek vakfının ortak organizasyonu ile Pierre Sadek’ın siyasi karikatürleri sergileniyordu.

Ahırların hemen sağındaki iki katlı bölüm, misafirler için hazırlanmış. Burada, seyahat amacı ve kimlik sorulmaksızın, gelenleri üç güne kadar misafir ediyorlarmış. Üst kata, avludan yükselen merdivenlerle çıkılıyor. Restorasyon sonrası bir ara müze olarak da kullanılmış. Ahırların karşısına gelen bölüm bir teras şeklinde olup, buradan vadiye doğru seyir olanağı veriyor. Beiteddine sarayının dış kısmı olan bu bölüm, Dar Al Baraniyyeh olarak adlandırılmış.

Dar Al Baraniyyeh’ın batısında, sarayın orta bölümünü  Dar Al Wousta oluşturuyor. İki bölüm arasında tonozlu bir geçiş var.Bu bölümün ortasında, birinci avluya göre daha küçük, havuzlu (çeşme) bir avlu bulunuyor. Rengi ve görünüşü itibariyle burası Lübnan’ın Elhamra’sı (Al Hambra). Avlunun etrafı içleri süslenmiş odalarla çevrili. Bu bölümün sağ kanadı saray muhafızına, sol kanadı Emirin yöneticilerine ayrılmış. İç içe geçmiş oda ve salonların pencerelerinde vitraylar, duvarlardaki kapı ve ahşap dolap kapaklarında manzara ve çiçek resimleri, kaligrafik yazılar, ahşap tavanlarda altıgen yıldızlar ve geometrik desenler, tabanda mozaik döşemeler, mozaik süslemeli mermer havuz bu bölümün süslemeleri. Neredeyse boş bir alan bırakılmamış. Havuz özellikle yaz sıcağında salon ortamında bir serinlik sağlıyormuş. Kuzey kanadı Al Kataba, yani katiplerin bulunduğu sekreterya ofisi bölümü.

Üçüncü ana bölüm Dar Al Harim. Dar Al Wousta’dan sonra gelen ve Emir ile ailesinin yaşadığı bölüm. İki katlı Dar Al Harim bölümünün üst katı harem, alt katı selamlık olarak düzenlenmiş. Harem tarafında iki önemli oda var. Emir’in başkanlık yaptığı mahkeme odası. Diğeri de Fransız şair, siyaset ve devlet adamı Alphonse de Lamartine’in kaldığı oda. Fransa’da siyasetten çekilince Osmanlı topraklarında bir geziye çıkmış ve kızının rahatsızlığı nedeniyle Lübnan’da Beiteddine sarayında uzunca bir süre kalmış. Türk dostu olarak bilinen Lamartine bir de sekiz ciltlik Osmanlı Tarihi’ni yazmış. Harem bölümündeki süslemeler de müthiş güzel. Ahşap tavanlardaki süslemeler, Marakeş’te bulunan Bahia sarayının tavanlarına benziyor. Oda duvarlarına şömineler yerleştirilmiş. Bazı pencerelerde renkli camlar kullanılmış ve farklı bir hava yaratılmış. Saraya ait olmayan, dışarıdan getirilmiş sedef kakmalı oturma grupları ve mobilyalar da bu bölümde sergileniyor.  Ailenin kullandığı bir hamam da var, bu bölümde. Hamamın ilk bölümü, Soğukluk. Burada soyunma, dinlenme yerleri ve mermerden üstü desenli küçük bir şadırvan bulunuyor. Şadırvanın havuz kısmına dört adet bir hayvanın ağzı benzeri bronz musluktan su akıyormuş. Sonraki bölüm Ilıklık. Sıcak ve soğuk bölümler arasındaki bu geçiş yeri dinlenme ve masaj yeri olarak düzenlenmiş. İç bölüm sıcaklık, yıkanılan yer. Duvarlar ve iki kolon, üzerindeki  kubbeyi taşıyor. Kubbenin çevresinde bir sıra yuvarlak pencere var. Kurnaların bulunduğu karşılıklı iki halvetin üstü de kubbe ile örtülmüş. Duvardan kubbelere geçişte stilize çiçek, bahar dalları gibi motifler kullanılmış. Kubbelerin üzerindeki fil gözleri gün ışığının içeri girmesini sağlıyor. Kurnalardaki musluklar, suyun sıcaklık derecesini ayarlayan batarya biçiminde.

Dar Al Wousta ve Dar Al Harim bölümlerin altı (kottan faydalanılmış) tonozlu tavanıyla sarayın eski ahırları. Ahırların önü yeşil alan olarak düzenlenmiş. Ahırlar bölümünde, 5. ve 6. yüzyıla ait Kaldeh kilisesi, Baalbek, Ouza’i (Neba el Auzai), Ansar ve Sadakin’den  getirtilmiş mozaikler sergilenmişti. Çoğunlukla  kuş, kaz, ördek, öküz, aslan gibi hayvan motiflerinin yanı sıra gamalı haç (svastika) ihtiva eden bir mozaikte sergilenen mozaikler arasında bulunuyordu.

Mimarisi ve süslemeleriyle özel bir saray olan Beiteddine sarayı görülmeye değer. Sarayı gezerken çektiğim fotoğraflarım, aşağıda ”Görseller” bölümünde yer alıyor. Bir başka yazımda buluşmak üzere, hoşçakalın.

GÖRSELLER:https://photos.app.goo.gl/KZcSQ9zy3v16zDm88

Yorum bırakın