Birden fazla mineralin bir araya gelmesiyle, doğal olarak oluşmuş kütlelere kayaç (taş) adı verilmektedir. Bunlar daha sonra parçalanıp ufalanarak toprağı oluşturur.
En eski kayaçın yaşı 4 milyar yıl olarak hesaplanıyor. Dünya, 4.5 milyar yıl önce kızgın gaz kütlesi halindeyken, soğumaya bağlı olarak, dış yüzeyi katılaşarak kabuk oluşmaya başlamış. İşte, ilk kayaçlar bunlar. Gittikçe, kabuk kalınlaşmaya başlamış olmasına rağmen, hala Dünya ölçeğine göre, ince bir tabakadır.
Bu ince tabakada üç tip kayaçtan söz edilir. Püskürük (mağmatik), tortul ve başkalaşım (metamorfik) kayaçlar. Püskürük olanlar; mağmadan erimiş halde (lav) yeryüzüne çıkıp donanlar (granit, trakit, bazalt vs). Tortul kayaçlar; yeryüzündeki kayaçların dış etkenlerle (rüzgar,su aşındırmaları vs.) bir yerden başka bir yere taşınmaları ve üst üste yığılmalarıyla oluşanlar. Bunlar genelde tabakalar halinde görülür ve kum taşı (sand stone) ve kil taşı (clay stone) bunlara örnektir. Başkalaşım kayaçlar ise; asıl yapısını değiştirip farklı bir özellik kazananlar. Kirecin mermere dönüşmesi gibi.
Doğanın, sanatını yaygın olarak uyguladığı kayaç tipi; tortul kayaçlardır. Farklı çeşitte ve renkte mineraller harmanlanarak, birbirleriyle karışarak ve tabakalaşarak kayaları oluşturur. İşte, doğa bu malzemeyle oynayarak soyut yeni şekiller, yeni renk armonileri yaratır. Daha önce, hiç farkına varmadığım bu sanatla, ilk kez 1978 yılında Arizona’da karşılaşmıştım. Painted Desert (Boyalı Çöl). Yine Colorado nehri, geçtiği kanyonlarda tortul kayaçları çizerek sanatını uygulamış.
Antik Petra bölgesi de tortul kayaçlardan, yani kum taşlarından oluşmuş. Ama, Ürdün’deki Petra antik kentinin bulunduğu bölge bir başka farklı. Ya da bana öyle geldi. Burada, doğa çok ince çalışmış. Paletindeki renkler; çoğunlukla kırmızı ve tonları pembe ve gül kurusu olmakla birlikte, sarı ve çok çeşitli renkleri, ince fırçasıyla işlemiş. Bu tablolar, çoğunlukla Sig kanyonunda ve Qasr al-Bint sonrası 900 basamakla çıkılan Ad-Deir (Manastır) yolunda görülmektedir.
Doğanın sanat elinin, yarattıklarını geniş bir şekilde, ek’teki ”Görseller” bölümünde göreceksiniz. Keyifle izlemenizi diliyorum.
Danyalım
Yine harikalar yaratmışsın
Saol can eline ,ayak izlerine kamerana sağlık
BeğenBeğen
Teşekkür ederim,Aytaç’ım.Sağolasın…
BeğenBeğen
Harika bir blog hazırlamışsınız,emeğinize sağlık.Ben de Ürdün gezisine katılan gezginlerdenim ama 900 basamağı göze alıp manastır bölgesine çıkamadım.Sayenizde,hem manastır bölgesi hakkında hem de petra ve ram vadisi hakkında kaçırdığım bilgileri öğrendim.Çok teşekkür ediyorum.
BeğenLiked by 1 kişi
Ürdün’le ilgili diğer yazılarımın yanı sıra iki-üç yazı ve fotoğraf albümü de hazırlayacağım,Mart ayı içinde. Bloğumda yüzün üzerinde, gezilerimle ilgili yazım var. Füsun Hanım, okuduğunuz ve yorumlarınız için teşekkür ediyorum…
BeğenBeğen
Elinize sağlık Danyal bey. Ne güzel bir geziydi. Güzel bir anımsama oldu..
BeğenBeğen
Teşekkür ederim,Funda Hanım. Eskilerle avunuyorum,bu pandemi döneminde.
BeğenBeğen
Üstadım bu yazı ✍️ ve fotoğraflar da çok güzel eline emeğine sağlık.
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkür ederim…
BeğenBeğen