SOLİ-POMPEİPOLİS

İlk gidişim, 1978 yılında oldu. Yolun kenarında bir kaç sütunun yer aldığı bir ören yeri. Daha sonraki gidişlerimde de aynı durum. Bu defa, iyice gezecek ve bilgilenecektim.

Adının anlamı Güneş olan Soli Kenti, Mersin Kentinin 11 km. batısında, Mezitli ilçe sınırları içinde  bulunuyor. Rodoslu koloniciler tarafından M.Ö. 700 lerde kurulmuş. Darius’la birlikte (M.Ö. 521-485), Pers egemenliği başlamış. Büyük İskender’e kadar (M.Ö. 333). Büyük İskender’den sonra, generallerinden Seleukos, bölgede imparatorluğunu ilan eder ve Soli kenti en parlak dönemini yaşamaya başlar. Seleukos’tan sonra kent korsanların önemli merkezlerinden biri olur. Roma, Akdeniz’deki korsan faaliyetlerinin önlenmesi için, Pompeius’u M.Ö. 66 yılında görevlendirir. Pompeius, korsan faaliyetlerine son verir, Soli’yi ele geçirir, yeniden imar eder ve zaferinin anısına, kentin adını Pompeipolis olarak değiştirir. Roma döneminde kent tekrar canlanır, İmparator Hadrianus da kenti M.S. 130 da ziyaret eder ve liman geliştirme çalışmalarına parasal destekte bulunur. Roma’nın; buğday ve zeytinyağı ticareti ve güvenlik açısından en önemi limanlarından biridir Soli Limanı. Bizans döneminde, Hristiyanlığın resmi kabulü ile bir piskoposluk merkezi haline gelir. Kent M.S. 525 de bir deprem felaketi yaşar. 7. yüzyılda Arap akınlarına maruz kalmış ve kaderine terkedilmiş. Kazılarda bulunan  eserler ve objeler, Mersin Müzesinde sergileniyor. Bunun yanı sıra, Bizans dönemine ait bir kiliseden çıkartılan altın ve gümüş bazı eşyalar, St.Petersburg Hermitage müzesine götürülmüş.

Kent; güney deniz kapısından, kuzeye dağ kapısına doğru uzanmakta. Ana omurgayı, 200 sütunlu 360 m. boyunda ve 15 m. eninde ana cadde (cardo) oluşturmakta. Korint başlıklı 200 sütundan 33 tanesi ayakta ve üzerinde çeşitli kabartma figürler bulunuyor. Sütunların arkasında yer alan dükkanlar da dahil edildiğinde, açılan alanın eni 30 m.ye ulaşıyor. Bunların dışında; hamam, kent duvarları, nekropol, su kemerlerine ait kalıntılar var. Sütunlu caddenin hemen doğusunda Soli höyüğü yer alıyor. Höyükte ve sütunlu caddede kazılara, halen, Dokuz Eylül Üniversitesince devam ediliyor. Höyükte Neolitik, Arkaik, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait katmanlar var. Tarihi, M.Ö. 2000 yılına, Hititlere kadar gidiyor. Kuzeybatısında Roma dönemine ait bir tiyatro kalıntısı var. Höyüğün yanı başında astronom ve matematikçi Aratos’un mezarının yeri bulunuyor, ama özel mülkiyet alanı içinde yer aldığından, henüz burada kazı çalışması yapılmamış. Höyüğü gezmeme izin verildi, ama fotoğraf çekmeme izin verilmedi. Sütunlu caddeye girmeme izin verilmedi ve fotoğrafları, etrafındaki tel örgü dışından çekebildim. Bunun nedenini sonra anlayabildim. Kenti gezmeye gittiğim sırada, bulunan iki heykelin taşınmasına çalışılıyormuş.

Soli kentinin önemli bir bölümünün üzerinde, limon bahçeleri ve evler bulunuyor. Bu nedenle, kazılar oldukça dar bir alanda devam ediyor. Bu ve bu gibi yer altında saklı, insanlık tarihine ait bu hazineler gün yüzüne çıkarılmalı ve insanların bilgisine sunulmalıdır, dostlarım…

GÖRSELLER:https://photos.google.com/share/AF1QipME20clS7o-JVJ9hD5L_gzMMGGvCFZCu2KkE2OCKgiNTfLP7B1xxb2IyH9BQ9uGGw?key=ZWlIeG5XbUR4MjRWVVR0eHNnT2FreFh2UEVERUt3

 

 

3 comments

Yorum bırakın